 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E : 2001/20018
K : 2002/5667
T : 2.4.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki ücret alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan
alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen
incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi
olduğu anlaşılmış ve duruşma için 2.4.2002 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı
gönderilmişti. Duruşma günü" davalı B... İnş.AŞ. adına Avukat Mahmut Ü... ile
karşı taraf adına Avukat Cumhur A... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan
avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi,
gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
l .Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Davacı işçi, davalı işverenin Libyadaki işyerinde 1990-1995 yıllan arasında çalıştığını, bir kısım ücretlerinin ödenmediğini, işverence düzenlenen 18.9.1995 tarihli belge ile bu alacağının Amerikan Dolan olarak belirlendiğini ve ödeme taahhüdünde bulunulduğunu ileri sürerek bu konuda istekte bulunmuştur. Mahkemece anılan belgeye itibar edilerek isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle, 18.9.1995 tarihli belgeyi düzenleyen Mustafa Ş... isimli şahsın, şirket adına böyle bir belge tanzim etmeye yetkisinin olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Adı geçen şirket görevlisi muhasebe elemanı olup, kendisine noterlikçe düzenlenen vekaletnamelerle belirli süreler için yetkiler verilmiş, son olarak 21.3.1995 tarihinde düzenlenen vekaletname ile 30.6.1995 tarihine kadar şirket adına bazı işlemleri yapabileceği açıklanmıştır. Davaya dayanak olan belge ise bu yetkinin sona erdiği tarihten daha sonra düzenlenmiştir. Böyle olunca 18.9.1995 tarihli belge dikkate alınarak sonuca gidilmesi isabetli bir çözüm tarzı değildir. Nevar ki, davacı vekili 25.5.2000 tarihli dilekçesi ile dava konusu ücret alacaklarına açıklık getirmiş ve son 18 aylık ücretlerinin ödenmediğini belirtmiştir. Davacının aylık ücretinin miktarı da tartışma konusu olmadığı halde, işverence bu ücretlerin ödendiği de kanıtlanabilmiş değildir.
Öte yandan davalı vekili usulüne uygun olarak zamanaşımı defini ileri sürmüştür. Mahkemece 18.9.1995 tarihli belge esas alınarak sonuca gidildiği için dava tarihine kadar beş yıllık zamanaşımı süresinin geçmemiş olduğu kabul edilmiştir. Ancak yukarda açıklandığı üzere davalı şirketin yetkili temsilcisince düzenlenen bir borç ikrarı belgesi sözkonusu olmadığından Borçlar Kanununun 133/1. maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiğinin
kabulü doğru olmaz. Davacının davaya konu olan son 18 aylık ücret alacağından bir kısmının
dava tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığı anlaşılmaktadır. Mahkemece gerekirse
bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, dava tarihinden geriye doğru gidilerek son beş yıl
içinde gerçekleşen ücret alacağı hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
3.Davalı Mustafa Ş...'in temyizine gelince;
Mahkemece davalılardan Mustafa Ş... hakkında açılan davanın reddine karar verildiği ve davalı kendisini vekille temsil ettirdiği halde bu davalı lehine vekalet ücretine karar verilmemiş olması da hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA. Davalı
şirket avukatı yararına takdir edilen 250.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa
yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 2.4.2002 gününde
oybirliğiyle karar verildi.