 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 2001/11741
K: 2001/18210
T: 20.11.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1086/m.83,84,85,86,87,88,89,90
Taraflar arasındaki, ihbar ve kıdem tazminatı, izin ücreti, ücret, hafta, bayram ve resmi tatil gündelikleri ile fazla çalışma parasının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13/11/2001 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Duruşma günü davacı adına Avukat Turabi Tural ile karşı tarafı temsilen Erdoğan Karausta geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava dilekçesinde ödenmeyen ücret alacağı yönünden de talepte bulunulmuş ve 20.3.2001 tarihli ıslah dilekçesiyle miktarı 280.800.000 TL. olarak düzeltilmiş yine 27.3.2001 tarihli dilekçe ile bunun ödenmeyen son üç ay ücreti olduğu açıklanmıştır. Davalı işveren tarafından anılan ücretlerin ödendiği kanıtlanamadığına göre isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.
3- Islah, dava dilekçesinin baştan itibaren düzeltilmesine yönelik bir usul işlemidir. Davacı tarafın ıslah yoluyla taleb ettiği ve hüküm altına alınan tazminat ve alacaklara ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi hatalıdır. Mahkemece kıdem tazminatı dışında kalan tazminat ve alacaklara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 97.500.000 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 20.11.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
HUMK.nun 87/son cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptalinden önce fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açılan kısmi davada davalı önceden temerrüde düşürülmemişse, dava açılmakla oluşan temerrüdün ilk kısmi davaya konu alacaklarla ilgili olduğu, bilahare açılan ek davada istenen bakiye alacaklarla ilgili olarak ek dava tarihi itibariyle borçlunun temerrüde düşürüldüğü, bunun sonucu olarak ek davaya konu alacaklara ek dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği, gerek dairemiz, gerek Hukuk Genel Kurulunca istikrarlı şekilde kabul edilmektedir.
Anılan Anayasa Mahkemesi kararından sonra, ilk davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuşsa, ek dava açılmasına gerek kalmadan, açılan ilk davanın yargılaması sırasında ek davaya konu olabilecek bakiye alacaklar ıslah yoluyla istenebilmektedir.
Dava konumuzda böyle bir ıslah söz konusudur. Burada ıslah yoluyla istenen bakiye alacaklarla ilgili olarak faiz başlangıcı ilk dava tarihimi, yoksa ıslah tarihimi olacaktır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, harç alınması, zaman aşımı ve temerrüde düşürülme gibi usul ve yasa hükümlerini değiştirmiş değildir. Bu nedenle ilk kısmi davada istenen miktarla ilgili olarak önceki gibi faiz başlangıcının ilk dava tarihi, ıslah sureti ile istenen bakiye alacaklara ise, ıslah talebi ile ilgili harcın yatırılma, başka bir anlatımla ıslahın gerçekleştiği tarihin faiz başlangıcı olarak kabulü gerekir.
Bu sebeplerle daire çoğunluğunun ıslaha konu bakiye alacaklara ilk kısmi dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği yolundaki bozma kararma katılamıyorum.
Kararın bu yönden de Onanması görüşündeyim.