 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E : 2001/10264
K : 2001/15254
T : 2.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki ihbar ve kıdem tazminatlarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 2.10.2000 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat İsmail S... geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı işçi davalı idareye ait işyerinde ihaleyle işin bir bölümünü üstlenmiş olan taşeron işçisi olarak uzun yıllardan beri çalıştığı,Dairemizin denetiminden de geçen bu çalışma şeklinin gerçek duruma uygun olmadığı, bir başka anlatımla davacının taşeron işçisi gibi gösterilmiş bulunmakla birlikte gerçek işverenin davalı idarenin olduğu, gerçek işverenin durumunda bulunan bu davalı tarafından hizmet akdinin 31.12.1998 tarihinde feshedildiği 1999 Mart ayı içinde de kendisine ihbar ve kıdem tazminatları ödendiği: davalı idarenin yönetim kurulu kararma dayanılarak bu ödemenin eksik olduğu kabul edilerek geri kalan kısmının da ödenmek sureti ile hizmet akdi ilişkisinin tasfiye edildiği davacı işçinin de anlatılan bütün bu olguları kabul ettiği ve tasfiyeyi doğruladığı 1.1.1999 tarihinden itibaren davacının çalıştığı bölümün yeni bir taşerona ihale ile verildiği ve böylece MARSAŞ isimli firmanın aynı işi yürüttüğü,davacı işçininde MARSAŞ firmasının işçisi olarak 1.1.1999 tarihinden itibaren işe başladığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığı gibi, bütün bu hususlar her iki tarafında kabulündedir.
Davacı işçinin 1998 Aralık ayı sonuna kadarki dönem için gerçekleşmiş olan ihbar ve kıdem tazminatlarının eksik ödendiğini ileri sürerek fark tazminat isteğiyle bu davayı açtığı açıktır. Mahkemece Dairemizin içtihatlarına dayanılarak davacının ara vermeksizin çalışmasını sürdürdüğü,kendisine yapılmış olan ihbar ve kıdem tazminatı ödemelerinin gerçek tazminatlar olmayıp avans niteliğinde bulunduğu,bu bakımdan gerçek bir feshin söz konusu olmadığı vurgulanarak davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda bu konuya ilişkin daha önceki dairemiz kararlarında da vurgulandığı üzere davalı idarenin gerçek işveren durumunda bulunduğu ve onun tarafından yapılan işlemde davacı işçinin ihbar ve kıdem tazminatları, farkları da ödenmek suretiyle tasfiye edildiği ve bu tasfiyeyi davacıda kabul etmiş olduğuna göre ortada taraf iradelerinin birleştiği
bir "tasfiye" olayının bulunduğu, somut olayın özellikleri bakımından kabul edilmelidir. Bu bakımdan mahkemenin,vardığı sonuç doğru değildir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, dayanak olarak gösterilen dairemiz kararlarıda tasfiye ile ilgili olmayıp muvazaaya ilişkin bulunmaktadır.
Açıklanan bu olgular karşısında gösterilen gerekçe balalı olduğu için 1998 yılı sonuna kadar gerçekleşmiş olan haklar denetime elverişli bir şekilde hesaplattırılarak önceki ödeme tutarlarının daha yüksek olduğu takdirde davanın reddine, aksi halde aradaki farkın hüküm altına alınmasına karar verilmelidir.
Yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile davanın reddi isabetsizdir
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davacı yararına takdir edilen 97.500.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine. 2.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.