 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/ 5275
Karar No: 2001/10498
Tarih : 19.6.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki ihbar, kıdem, kötüniyet ve manevi tazminatlar ve yıllık
ücretli izin alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı
nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine
ilişkin hüküm süresi içinde temyizin incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davacı
avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu
anlaşılmış ve duruşma için 19.6.2001 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı
gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Erol M... ile karşı taraf adına Avukat
Müjde O S... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları
dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm temyiz itirazlarıyla davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.1475 Sayılı İş Kanununun 17/111. Maddesinde "işyerinde işçiye bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir zorlayıcı sebebin ortaya çıkması " halinde bunun işverene bildirimsiz fesih hakkı tanıyacağı yazılıdır. Taraflar arasında uygulanan Toplu İş Sözleşmesinin 59. maddesinde ise 30 günü aşan tutukluluk hallerinde hizmet akdinin münfesih sayılacağı şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Bu kural, anılan yasada yer alan bir haftalık sürenin işçi lehine olarak 30 güne çıkarılması olarak yorumlanmalıdır. Somut olayda davacı işçi 47 gün tutuklu kalmış olup, buna göre sözleşmesinin davalı işverence 1475 Sayılı İş Kanununun 17/111. Ve Toplu İş" Sözleşmesinin 59. maddesine göre zorlayıcı sebeple feshedildiğinin kabulü gerekir. Böyle olunca kıdem tazminatının hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte ihbar tazminatının kabulü hatalıdır. Mahkemece ihbar tazminatının reddine karar verilmelidir.
3. Davacının hizmet sözleşmesi 1993 yılında feshedilmiş olup, davacı işçi 2000 yılında açmış olduğu bu davada yıllık izin alacağını da talep etmiş, mahkemece bu isteğin kabulüne karar verilmiştir. Ne varki davalı tarafından süresi içinde ve usulüne uygun olarak zaman aşımı defi ileri sürüldüğüne göre, beş yıllık süre geçmiş olan bu alacağın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,davalı yararına takdir edilen 97.500.000 Tl duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.