 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2000/3813
Karar No: 2000/4142
Tarih : 30.3.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, ihbar, kıdem, kötüniyet ve sendikal tazminatlar, fazla çalışma parası"
ile hafta ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Dizgi işçisi olarak çalışmakta olan işçilerin 1997 yılı Aralık ayında ücret artışlarının yapılıp yapılmamasının taraflar arasında görüşme konusu olduğa 1998 yılı başında da işverenin asgari ücrete endeksli bir artış yapma temayülünün bulunmadığının anlaşılması üzerine tartışmalar çıktığı ve işyerinde bir huzursuzluğun belirlendiği, davalı işverence 6.1.1998 tarihinde, davacı ile birlikte sözcü olarak gözüken altı işçinin işlerine ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle son verildiği, ancak daha sonra içerenin tazminatları ödemekten vazgeçerek, bunların, iadesini istediği, huzursuzluğun devam etmesi karşısında diğer işçilerinde 10.1.1998 tarihinde işlerine son verildiği, bu gelişmeler devam ederken işçilerin sendikaya üyelik için girişimde bulundukları ve bunun sonucu olarakda sendikadan destek sağlama temayülü içine girdikleri, olaylardan sonra davacı işçilerin sendika aracılığıyla Bölge Çalışma Müdürlüğüne şikayette bulundukları ve işyeri yöneticileri hakkında da C.Savcılığına ihbar yoluna gidildiği, anılan yöneticiler hakkında açılan dava sonucunda kanunun hukuki nitelikte bulunduğu dikkate alınarak beraat kararı verildiği tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacı işçi ihbar ve kıdem tazminatı ile birlikte sendikal tazminat isteğinde bulunmuş mahkemece de her üç istek hüküm altına alınmıştır. İhbar ve kıdem tazminatları konusunda varılan sonuç isabetlidir. Sendikal tazminat isteğine gelince; Sendikal bir nedenle feshin gerçekleştirildiğini isbat külfeti, davacı işçiye düşer. Davacı tanık dinletmiş ise de bunların aynı nedenle istekte bulunan diğer işçiler yada onların çok yakını oldukları görülmektedir. Bunun dışında davacının iddiasını da doğrulayan yazılı bir delile de rastlanılmamaktadır. Gerçekten Bölge Çalışma Müdürlüğünde yürütülen soruşturma evrakından ve bunun sonucunda düzenlenen müfettiş raporundan sendikal bir nedenle işverenin fesih yoluna gittiği sonucunu çıkarmak mümkün olmadığı gibi, ceza mahkemesinin kararından da farklı bir sonuca varılamaz. Bu durumda sendikal tazminat isteğinin reddine karar verilmelidir.
3. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularından birisi de ücrete ilişkindir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda, davacının asgari ücretin iki katı tutarı üzerinden tazminatı ve alacakları hesaplanın ıştır ki bunun dayanağı dosyada mevcut değildir. Ücret bordroları davacının imzasını taşımakta ise de; tüm işçilerin ücretlerinin asgari ücret olarak gösterilmesi, bu bordroların gerçeğe uygun olmadığı anlamına gelir. Tanıklardan bir kısmı asgari ücretin birkaç katı ücret aldıklarını söylemişlerdir. Baz alınacak ücretin gerçeğe uygun şekilde belirlenebilmesi için davacı işçinin kıdemi, yaptığı iş, çalıştığı tarih belirtilmek suretiyle ilgili meslek kuruluşlarından sorularak gelecek cevapda bir değerlendirmeye tabi tutulmak suretiyle hasıl olacak kanaate göre miktarı tayin edilmelidir. Eksik incelemeyle bu konuca hüküm kurulması hatalıdır.
4. Dosya içeriğine göre davacı işçilerin bir saatin üzerinde fazla mesai yaptıkları kanaati uyanmaktadır. Bilirkişi, raporunda bir saat üzerinden hesaplama yaptığını açıklamakla yetinmiş üst tarafının takdirini mahkemeye bırakmıştır. Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmaksızın bir saat üzerinden fazla mesai ücretinin kabul edilmeli hatalıdır. Tüm dosya incelenerek islerin yoğun olduğu sürelerde dikkate alınmak suretiyle gerçeğe uygun olarak bu alacak hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır.
5. Dosyanın incelenmesinde yılın her hafta tatili gönü davacının çalıştığı kabul edilerek bu çalışmalarına karşılık alacakları hüküm altına alınmıştır. Oysa bir isçinin matbaa işyerinde çalışmışta olsa yılın her günü ve her hafta tatili mesai yapmış cini ası hayatın olağan akışına ters düşer. Hastalık, mazeret izni ve benzer nedenlerle bazı hafta tatil günlerinin çalışılmamış olduğunun kabulü gerçek duruma uygun düşer. Bu itibarla bilirkişi tarafından tesbit edilen hafta tatili alacağından hakkaniyete uygun bir indirim yapılmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.3.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.