Karar Özeti: Yargıtay bozma kararında, çalışmama olgusu belirlenmişse, ihbar ve kıdem tazminatının sonraki işverendeki çalışmışlığa göre hesap edilmesi belirtilmiş  ve önceki çalışmışlık da tesbit edilmemişse, davacı lehine doğmuş bulunan usuli kazanılmış hak ilkesinden dolayı, dava reddedilmeyip, ihbar ve kıdem tazminatının bozma ilamı doğrultusunda kabulü gerekir.

Taraflar arasındaki ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti, bayram çalışması, zamlı ücreti ile yevmiye alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı işveren aleyhine açtığı dava ile, ihbar ve kıdem tazminatları ile birlikte ücretli izin ve gerek normal ve gerekse tatil günleri çalışmaları karşılığı zamlı ücret alacakları isteminde bulunmuş olup, mahkeme istekleri hüküm altına almıştır.

Davalı işveren savunmalarında; davacının ilk çalışma dönemi sonunda Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitim Merkezinde Biçki Dikiş Öğretmenliği yapmak için ayrıldığını ileri sürmüş ise de, bu konuda mahkemece bir araştırma yapılmıyarak hüküm tesis edilmiş ve davalının temyizi üzerine Dairemizin 27.4.1999 gün ve 1999/3739 esas, 1999/7855 sayılı kararıyla ve "...somut olay bakımından davalı işveren ilk çalışma dönemi sonunda davacının Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitim Merkezinde çalıştığını bildirmiştir ki mahkemece bu konuda bir araştırma yapılmamıştır. İbraname tarihine göre ilgili mercilerden davacının Halk Eğitim Merkezinde çalışıp çalışmadığı, çalışmışsa hangi tarihler arasında çalıştığı sorulmalıdır. Şayet bu çalışma olgusu gerçekleşmişse, o takdirde ihbar ve kıdem tazminatları hesabında önceki dönemin dikkate alınmaması gerekir. Varılacak sonuç diğer işçilik hakları bakımından da değerlendirilmelidir. Çalışmadıysa şimdiki gibi karar verilmelidir..." gerekçesiyle bozulmuş olup mahkemece bu bozma kararına uyulmuştur. Ancak mahkeme bozma kararına uymakla ve davacının Halk Eğitim Merkezlerinde çalışmasının olmadığını belirlemesine karşılık bu kere tüm davanın reddine karar vermiştir.

Yukarıda belirtilen Dairemiz bozma kararında davacının Halk Eğitim Merkezlerinde çalışmama durumunun saptanması halinde 31.12.1998 tarihli mahkeme kararının aynen hüküm altına alınmasına işaret edilmiş ve hüküm bu nedenle bozulmuş ve mahkemede bozma kararına uyduğuna ve çalışmama olgusu da belirlendiğine göre bir önceki karar gibi davacı isteklerini hüküm altına alması davacı yararına doğmuş olan usulü kazanılmış hakkın tabii bir sonucudur. Usulü kazanılmış hak müessesesi, Usul Kanununun dayandığı ana esaslardandır ve kamu düzeni ile ilgilidir. Mahkemenin doğru bularak uyduğu bozma kararına aykırı karar vermesi usul ve kanuna uymaktan uzaklaşması anlamına geleceği gibi Dairemizin de sonradan ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara aykırı şekilde bozma kararı vermesi de mümkün olmadığından usul ve yasaya aykırı olarak verilen mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten (BOZULMASINA), davacı yararına takdir edilen 97.500.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2000 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

1. Mahkemece, Dairemizin bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacının imzasını taşıyan 31.8.1994 tarihli ibranamenin geçerli olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiştir. Ne var ki, anılan ibraname davacının 1994 yılına kadar olan çalışmalarını kapsamaktadır. Davacının davalıya ait işyerinde 1.1.1996 tarihinde yeniden çalışmaya başladığı ve 20.5.1998 tarihinde hizmet sözleşmesinin davalı işverence haklı bir sebep olmaksızın feshedildiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Mahkemece 31.8.1994 tarihli ibraname dikkate alınarak davacının bu tarihten sonraki çalışmaları karşılığı ihbar ve kıdem tazminatlarının ödendiği sonucuna varılması hatalı olmuştur. Davacının 1.1.1996 tarihinden sonraki çalışmaları karşılığında hak kazandığı kıdem ve ihbar tazminatlarının hesaplatılarak hüküm altına alınması gerekir.

2. ibraname ihbar ve kıdem tazminatı dışındaki saptanan işçilik alacaklarını kapsamadığından bilirkişi tarafından tüm çalışma süresine göre saptanan işçilik alacaklarının hüküm altına alınması gerekir.

Yukarıdaki  açıklandığı  şekilde  mahkeme kararının  bozulması  görüşünde

olduğumuzdan daire çoğunluğunun bozma kararına katılamıyoruz.

E. Serim O.G. Çankaya

Başkan V.              Üye

 

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972