 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/4677
Karar no: 1999/6924
Tarih: 7.4.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ
TOPLAM HİZMET ÜZERİNDEN KIDEM TAZMİNATİNIN
ÖDENMESİ
İŞÇİLERE AİLE YARDIMI YAPILMASI
ÖZET : 1- Kıdem tazminatı, işçinin işe ilk giriş tarihinden itibaren hizmet süresi hesaplanarak ödenmelidir.
2- Ayrıca aile yardımının da; evlilik birliği devam eden tüm işçilere; memur statüsündeki personele ödenen miktarlar göz önünde tutularak hesaplanması gerekir.
(1475 s. İş K. m. 14)
(2822 s. TSK. m. 60)
Davacı, sözleşmenin 261f maddesine göre işçilere aile yardımı yapılmasına devam edilmesi ve 29/b maddesine göre de işçilerin işyerinde geçirdikleri toplam hizmete göre kıdem zammı uygulaması gerektiğinin tespitine ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, istek gibi karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Taraflar arasındaki Toplu İş Sözleşmesinin KIDEM ZAMMI başlıklı 29. maddesinin (B) bendinde, 'l .1.1997 tarihinde işyerinde çalışan işçilerin 31.12.1996 tarihi itibariyle işyerinde geçirdikleri her bir tam hizmet yılı için günlük çıplak ücretlerine 5.000 TL. kıdem zammı yapılır. Ancak, kadın işçiler için 20, erkek işçiler için 25 yıldan fazla kıdem süreleri dikkate alınmayacaktır' denilmektedir.
Davacı sendika dava dilekçesinde davalının yukarıda belirtilen madde metninde öngörülen 31.12.1996 tarihini esas almayarak işyerinin Kadıköy Kaymakamlığına devredildiği tarihi başlangıç kabul ederek Içıdem zammı uygulamasının toplu iş sözleşmesi hükmüne aykırı 'olduğunu, işçilerin çalışmalarına ara vermeden hizmetlerini sürdüklerine göre, tüm çalışma süresi üzerinden kıdem zammının belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı taraf ise yapılan uygulamanın işçi yararına olduğunu savunmuştur.
Ancak Toplu İş Sözleşmesinin ilgili maddesi, hiç bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde işçilerin 31.12.1996 tarihi itibariyle işyerinde geçirdikleri her bir tam hizmet yılının kıdem zammında ölçü olacağını belirtmekle, tarafların iradelerinin kıdemli işçiliği teşvik olduğu ve kıdeminde işe ilk giriş tarihinden itibaren hesaplanması gerekliliği temel bir kural olduğundan, davalının uygulamasının toplu iş sözleşmesi hükmüne aykırı olduğu açıktır.
Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık konusu; Toplu İş Sözleşmesinin 26. maddesinin (f) bendinde belirtilen Aile Yardımı ile ilgilidir. Bu madde de "Tüm işçilere her ay memur statüsündeki personele ödenen miktarlarda aile yardımı yapılır" denilmektedir.
Davalının bu yardımı evli çalışanlara uyguladığı, davacı sendikanın da maddede yer alan tüm işçiler sözcüğünden hareketle evli-bekar ayrımı yapılmaksızın uygulanmasını istediği görülmektedir.
Aile yardımı, toplu iş sözleşmesinin Sosyal Yardımlar başlıklı 26. maddesinde yer almış olup, temel amacının aileye yardım olduğu tartışmasızdır. Tüm işçiler tabirinin aile kavramı içinde düşünülmesi ve aile sahibi tüm işçilere ayrım yapılmaksızın ve ancak memur statüsündeki personele yapılan ödeme miktarında yardım yapılmasının kararlaştırıldığı açık olup, bekar çalışanlarla önce evli olup çeşitli nedenlerle aile kavramı dışında kalan kişilere bu yardımın yapılmayacağı açık olup mahkemenin aksi düşüncelerle bu yardımın tüm çalışanlara yapılması gerektiği şeklindeki kabulü hatalı olup, kararın bu bölümünün bozulmasına ve 2822 sayılı Yasanın 60. maddesi gereğince işin esasına ilişkin karar verilmesi gerekmiştir.
HUKUM:
1- Taraflar arasındaki Toplu İş Sözleşmesinin KIDEM ZAMMI başlıklı 29/B maddesindeki hükmün, işçinin işe ilk giriş tarihinden itibaren hizmet süresinin hesaplanması suretiyle uygulanması gerektiği şeklindeki mahkeme hükmünün yerinde olduğunun tespitiyle buna ilişkin davalı temyizinin yerinde olmadığına,
2- Aile yardımının, evlilik birliği devam eden tüm işçilere memur statüsündeki personele ödenen miktarlar göz önünde tutulmak suretiyle yapılması gerektiğinin tespitiyle bu yöne yönelik davalının temyiz itirazlarının kabulüne,
3- Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına gerek olmadığına,
4- Taraflar yararına ayrı ayrı takdir olunan 13.500.000 TL. avukatlık ücretlerinin karşılıklı olarak tahsil ve ödemelerine,
5- Davacı tarafından yapılan 16.200.000 TL. yargılama giderinin takdiren 8.100.000 TL.sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine 2822 sayılı Yasanın 60. maddesi gereğince 7.4.1999 gününde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.