 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas no: 1999/2768
Karar no: 1999/7356
Tarih: 15.4.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KIDEM TAZMİNATININ MAHSUBU
HİZMETTE DEVAMLILIK
İŞÇİNİN KORUNMASI İLKESİ
ÖZET : işçinin korunması ilkesi gereğince, hizmette devamlılık unsurunun gerçekleşmesi halinde, işçinin, çeşitli şirketler nezdinde geçen tüm çalışmalarının kıdem tazminatı hesabında nazara alınması gerekir. Ancak, daha önce ödenen kıdem tazminatının, ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte mahsup edilmesi gerekir.
(1475 s. İş K. m. 14)
Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı fark alacağının ödetilmesine davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi 1.10.1972 tarihinde T Company işyerinde çalışmaya başlamış ve 30.6.1973 tarihine kadar bu çalışması devam etmiştir. Daha sonra işyerinin 1.7.1973 tarihinde ihale ile B.... Services İnternational şirketine geçtiği bu şirket nezdinde çalışırken sebebi anlaşılamayan kıdem tazminatı adı altında 31.12.1977 tarihinde 67.149 TL.nin davacıya ödendiği, bu ödemeden sonrada yani hizmete hiç bir kesinti olmaksızın 30.9.1983 tarihine kadar davacının çalıştığı, 1.10.1983 tarihinde işyerinin Holmes and V.... Services şirketine geçtiği bu şirket nezdinde de çalışmanın 30.9.1988 tarihine kadar sürdüğü, 1.10.1988 tarihinde işyerinin V.... Brown and Root Services şirketine geçtiği ve bu şirketin de 30.3.1994 tarihine kadar devam ettiği bütün bunlardan sonra davacının Amerikan Hava Kuvvetlerine bağlı olarak çalışmasını sürdürdüğü ve sonunda da onun tarafından 31.12.1977 ve 12.1.1998 dönemini kapsayacak şekilde kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ödenmek suretiyle hizmet sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı işçi 16.10.1972 - 31.12.1977 döneminde geçen hizmetinin de kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gerektiğinden söz ederek fark kıdem tazminatı isteğinde bulunmuş mahkemece de istek doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
İlk dönemle ilgili bu uyuşmazlığın çözümlenmesine geçilmeden önce belirtmek gerekir ki; 31 .12.1977 tarihinde davacıya yapılan ödemenin nedeni anlaşılamamaktadır. Gerçekten bu tarihte işverenin değişmesi söz konusu değildir. Ödemeyi yapan B... Services international 1.7.1973 - 30.9.1983 tarihleri arasında işveren sıfatını sürdürmüştür. Bundan başka işverenler değiştiği halde davacı işçinin kesintisiz şekilde çalışmasını sürdürdüğü de gözlenmektedir.
Hizmette devamlılık unsuru gerçekleştiğinden ve herhangi bir neden olmaksızın 31.12.1977 tarihinde davacıya kıdem tazminatı adı altında bir ödeme yapılmış olduğuna göre, işçinin korunması ilkesi karşısında çeşitli şirketler nezdinde geçen tüm çalışmaların kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması gerekir. Mahkemede bu esaslar çerçevesinde bütünlüğü kabul etmiştir ki bu isabetli bir çözüm şeklidir. Ne varki kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren yürütülecek olan yasal faizi ile birlikte mahsup edilmiş değildir. Söz konusu mahsup yapılarak bulunacak miktar hüküm altına alınmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
S o n u ç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten (BOZULMASINA), davalı yararına takdir edilen 20.000.000.-TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.4.1999 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalı tarafından yapılan ihaleler sonucu önceki tarihlerde muhtelif müteahhit şirketler tarafından işletilen işyeri işçilerinden davacıya 1977 yılında kıdem tazminatı olarak ödeme yapılan önceki çalışma süresinin bu tarihten sonra yapılan çalışmalarla, kıdem tazminatının hesaplanması yönünden birleştirilip birleştirilemeyeceği çekişme konusudur.
Davacı ileride daha fazla kıdem tazminatı ödememek için 1977 yılında girdi çıktı yapılmış gibi işlem yapıldığını, bu tarihte kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemenin avans niteliğinde olduğuna, bu sebeple tüm çalışma süresine göre son ücretten kıdem tazminatı hesaplanması gerektiğini iddia ederek fark kıdem tazminatı talep etmiş, mahkemece bu istek kabul edilmiştir.
Davalı önceki müteahhitin, Türkiye'den ayrılırken kıdem tazminatını tasfiye ettiğini, ileride fazla kıdem tazminatı ödememek için avans niteliğinde ödemenin söz konusu olmadığını iddia ettiği tarihten itibaren gerçekten çalışmış olup olmadığını bilmediğini o tarihteki ödemenin Türk parasının değer yitirmesi sebebiyle şimdiki değerinin çok üstünde olduğunu davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
Bu tür davalar 1995 yılından beri dairemize intikal etmektedir. Önceleri bu tür istekler Toplu İş Sözleşmelerindeki önceki ödenen kıdem tazminatlarının son miktardan düşülerek fark kıdem tazminatının ödeneceği düzenlemelerine dayandırılmış, Dairemizce örneğin 24.10.1995 gün 1995/21887-32839 sayılı kararda olduğu gibi "1475 sayılı iş Kanunun 14/8. maddesinde, aynı kıdem süresi için bir defadan fazla kıdem tazminatı ödenemeyeceği kurala bağlanmıştır. Kamu düzeni ile ilgili bu emredici kurala aykırı T.İ.S.ne dayanılarak daha önceki çalışmaların yeniden değerlendirilmesi olanağı yoktur..." gerekçesiyle kararların bozulması üzerine bu kez önce kıdem tazminatı olarak yapılan ödemelerin ileride kötüniyetli ve daha fazla kıdem tazminatı ödememek için yapılan avans niteliğinde ödemeler olduğu ileri sürülmektedir.
Bu iddianın davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Dosyada taraflar arasında 3.3.1994 tarihinde imzalanan hizmet akdi, 1.4.1994 tarihli işe giriş bildirgesi bu tarihten sonraki ödeme belgeleri daha önceki müteahhitlere ait işyeri bildirge fotokopileri son T.İ.S. 1988 yılına ait bir sendika üyelik fişi, 17 Jan 1978de düzenlenen bir ödeme belge fotokopisi delil olarak sunulmuştur. Bu deliller davacının hizmet süresini, 1977 yılında kıdem tazminatının ne sebeple ödendiğini kanıtlamaya yeterli değildir. 1977 yılında kıdem tazminatı ödendikten sonra davacının çalışmaya ara verip vermediği, ödemenin avans niteliğinde olup olmadığı kanıtlanmamıştır.
Davacının sigorta sicil dosyası müteahhitler nezdinde geçen çalışmalarla ilgili işyeri kayıtları celp edilmemiş, 1977 yılındaki ödemenin mahiyeti ile ilgili tanık da dinletilmemiştir. 1977'deki belgede kıdem tazminatı ödemesi yapılmadığını davacıda kabul ettiğine göre bu ödemenin ileride daha fazla kıdem tazminatı ödememek için avans niteliğinde yapılan bir ödeme olduğunu davacının kanıtlaması gerekir. Bu dosyada bu iddianın kabulü haklı gösterecek delil mevcut değildir.
Aynı işleriyle ilgili başka şahıslar tarafından açılmış davalarla ilgili olarak verilen ve fotokopileri sunulan mahalli mahkeme ve dairemizin kararları önümüze temyiz incelemesi için gelen davanın kabulü için yeterli olamaz. Çünkü her dava ve her davacının durumu kendine özgüdür.
Eksik inceleme ile karar verildiğinden kararın bozulması gerektiği görüşündeyim. Mahkemece bu konudaki taraf delilleri toplanmalı 1977 yılında hizmet akdinin ileride daha fazla kıdem tazminatı ödememek için kötüniyetle sona erdirip yeniden hizmet akdi kurulduğu veya akit sona erdirilmediği, halde avans niteliğinde ödeme yapıldığı kanıtlanması halinde daire bozması doğrultusunda hesaplama yapılarak karar verilmeli, aksi halde dava reddedilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle de kararın bozulması görüşünde olduğumdan daire çoğunluğunun kararına bu yönden katılamıyorum.
O. G. ÇANKAYA
Üye