 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5065
Karar No : 1998/6850
Tarih : 20.04.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı doktor ile davalı işveren şirket arasında 1.5.1997 tarihinde hizmet sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede aylık ücretin miktarının gösterildiği ancak sözleşme hükümlerinin bir türlü uygulamaya geçirilmediği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının çalışmak isteyip de çalıştırılmadığı mı yoksa kendisinin işyerine giderek çalışmadığı mı noktasında toplanmaktadır.
Taraf tanıkları, genelde ya iddia ya da savunma doğrultusunda anlatılarda bulundukları için beyanları birbirleriyle tutarlı değildir. Bu durumda dosya içinde mevcut yazılı delillere dayanılarak sorunun çözümlenmesi üzerinde durulmalıdır. Davalı işverenin davacıya ulaştırdığı fesih bildiriminde davacının işyerine gelmesi için kendisine ihtarname çekildiği ve tanınan süre içinde de işyerine gitmediği açık ve kesin şekilde belirtildiği gibi aslında böyle bir ihtarname davacının da kabulündedir. Ne var ki davacı, davalı işverenlikçe mevzuata uygun olarak çalışabilmesi için Çalışma Bakanlığından olur almadığını, bunun sonucu itibariyle de çalışamadığını ileri sürmektedir. Olurun alınmamış olması işyeri hekimliği yönetmeliği hükümlerine göre davacının çalışmasına engel olmaz. Gerçekten Bakanlık oluru olmasa da işyerinde gerçekleştirilebilecek bir takım sağlık işlemlerinin olduğu anlaşılabilmektedir. Davalı tanıkları da bu konular üzerinde durdukları gibi davacının gelip işe başlamadığını söyleyerek yazılı belgeleri doğrulamışlardır. Davacı tanıkları ile genel ve soyut anlatımlarda bulunmakla yetinmişlerdir. Bu maddi ve hukuki olgular karşısında davacının emre amade olarak beklediği koşulu gerçekleşmiş bulunmadığından ücret isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.4.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.