 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No :1998/381
Karar No :1998/2729
Tarih :26.02.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR
Uyuşmazlık, taraflar arasında 01.03.1995-28.02.1997 yürürlük tarihli Toplu İş Sözleşmesinin 126. Maddesinde düzenlenmiş Yüksek Muaddel Komisyonunun 25.01.1997 tarihli kararının özellikle verim tesbiti amacıyla yapılacak ürünlerin üretileceği kumaş türü, ölçüm yapılacak iş sayısı ve işçilerin seçimine ilişkin hususlarının anılan TİŞ'in 121,1222,123. Maddelerine uygun olup olmadığının tesbitine ilişkindir. Hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi hukukçu olup uyuşmazlığın doğru olarak tesbiti ve çözümlenmesi için bilirkişi konunun çözümü için gerekli ihtisasa sahip değildir. Bilirkişilerin ekonomi ve endüstri mühendisi olmaları gerekir. Gerçekten ülkü standartları, insan unsuru ve sürekli çalışmanın oluşturacağı hız düşmesi gibi esaslar göz önünde bulundurularak bir değerlendirme yapılmalıdır. Bu durumda yapılacak iş hukukçu, ekonomist ve endüstri mühendisinden oluşacak üç kişilik bir bilirkişi kurulu aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak özellikle toplu iş sözleşmesinin yukarıda belirtilen hükümleri, Parça başı ücret sistemi, Muaddellerin Hazırlanması ve Tesbite ile Muaddel Komisyonları Yönergesi irdelenerek alınacak rapora göre sonuca gitmektir.
Eksik inceleme ile verilen karar isabetsiz olup bozmayı gerektirmişti.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, 26.02.1998 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:Parça başı ücret sistemi ile çalışılan işyerlerinde muaddel tesbit komisyonunun ne şekilde kurulacağı ve çalışma usulleri Toplu İş Sözleşmesinin 121. Maddesinde düzenlendiği gibi aynı düzenlemeye muaddellerin hesaplanması ve tesbiti ile ilgili muaddel komisyonları yönergesinde de rastlanmaktadır.
Muaddel tesbit komisyonunun muaddelleri, işletme ve iş etüdü esaslarına göre hazırlayabileceği yine sözleşme ve yönergede düzenlenmiştir.
Yine aynı toplu iş sözleşmesinde, muaddellerin ne şekilde hazırlanıp yürürlüğe gireceği de belirtilmektedir.
Muaddel tesbit komisyonunun toplu iş sözleşmesinde öngörülen kişilerle toplandığı ve Toplu İş Sözleşmesinin 121-122. Maddelere göre tesbitlerin yapıldığı işverence savunulmuş olup, aksi sendika tarafından kanıtlanamamış ve bu hususta dosyaya bir kanıt sunulamamıştır.
Muaddel tesbit komisyonunda sendika temsilcilerinin de yer almaları gerektiğine sözleşme ve yönergede işaret edilmekle beraber bu temsilcilerin toplantıya katılıp açık ve gerekçeli itirazları bulunmamaktadır.
Ayrıca toplu iş sözleşmesinde bir itiraz komisyonunun kurulmasını taraflar kararlaştırmışlardır.
Toplu İş Sözleşmesinin 125. Maddesinde muaddellere sendika genel merkezi tarafından yüksek muaddel komisyonu nezdinde itiraz edilebileceği ve bu komisyonun tesbit edeceği muaddellerin Bakanlıkça onaylanıp yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Taraflar serbest iradeleri ile muaddelin ne şekilde tesbit edileceğini ve ayrıca itiraz merciini belirlemişlerdir. Tesbit sırasında açık ve gerekçeli görüşünü muaddel komisyonuna getirmeyen ve ayrıca itiraz mercii olarak kabul ettiği yüksek muaddel komisyonuna da katılmayan sendikanın prosedüre uygun olarak yapılan belirlemeye itiraz hakkı olamaz.
İşyerinde üretimi verimli bir şekilde yönlendirmek işverenin hak ve görevidir. Mahkemelerin işveren yerine geçerek bu görevi yapması hukuken mümkün değildir. Daire çoğunluk görüşünden hareketle varılacak sonuç, toplu iş sözleşmesinin hükümlerini ortadan kaldırarak bilirkişi kurulunu muaddel tesbit komisyonu ve mahkemeyi de yüksek muaddel komisyonu yerine koymakla eş anlamlı olur ki, bu taraf iradelerine, toplu iş sözleşmesi düzenine aykırı olacağı gibi, mahkemelerin işyeri düzenine müdahalelerini ortaya çıkarır. Çoğunluk görüşünde öngörülen teknik elemanlar muaddel komisyonundaki elemanlardan farklı değillerdir. Aynı elemanlar muaddel tesbitini yapmışlardır. Bu tesbitler yapılırken toplu iş sözleşmesinin ve yönergenin ilgili hükümleri değerlendirilmiştir. Muaddel tesbit komisyonu tesbitini yaparken işyerinde çalışan işçilerden faydalanmış ve iş yerinde yapılan iş ile ilgili malzemeleri değerlendirmeye aldığı sabit eken, bilirkişi kurulu görevlendirilerek sonuca ulaşılması mümkün değildir.
İşyerinde uluslar arası normlar ve işyerinin özelliği göz önünde tutularak hazırlanan muaddellere işçi sendikasının prosedürler tamamlandıktan sonra yaptığı itirazlar gerçekler ve iyi niyetle bağdaşmadığından, davanın reddi gerekirken kabulü şeklindeki mahkeme kararına bozan daire çoğunluk görüşüne katılamıyoruz. Kararın esastan davalı yararına bozulması görüşündeyiz.