 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/3213
Karar No : 1998/6233
Tarih : 31.3.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
iş AKDİNİN FESHİ
İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI
KARAR ÖZETİ: Davacı iş aktinin davalı Belediye tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı istemişse de;
Davacı, davalı belediyeyi suçlayarak işçi haklarının gasledildiğini; işçilerin koyun gibi olduklarını gerekli tepkiyi göstermediklerini iddia etmesi, işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması halini içerir. Bu durumda; davalı işveren iş aktini haklı nedenlerle feshettiğinden ihbar ve kıdem tazminatına hükmedilemez.
(1475 s. iş K. m. 17/II-b-ç)
Davacı, ihbar, kıdem ve kötü niyet tazminatlarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı iş akdinin davalı Belediye tarafından haksız olarak feshedildiğinden bahisle ihbar ve kıdem tazminatı istemiştir. Mahkeme davayı kabul etmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının iş sözleşmesi davalı tarafından 1475 sayılı İş Kanununun 1711l-b-ç maddelerine dayanılarak feshedilmiştir. İskenderun da yayınlanan .5.1 .1995 tarihli görev gazetesinde davacı davalı belediyeyi suçlayarak belediyece işçi alacaklarının gasp edildiğini, işçilerin koyun gibi olduklarını gerekli tepkiyi göstermediklerini belirtmiştir. Anılan sözler ve açıklamalar 1475 sayılı İş Kanunu'nun 17/Il-b maddesinde ifade edilen işçinin işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması halini içermektedir. Bu durumda işveren davacının iş akdini haklı nedenlerle feshettiğine göre ihbar ve kıdem tazminatına hükmedilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
Davacı, 1 yıl, 4 ay, 15 günlük fiili hizmet zammı süresinin emeklilik işlemleri ve hesaplamaları sırasında davalı kurumca nazara alınmadığından bahisle, sigortalılık başlangıç tarihinin 16.12.1972 olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacının Emekli Sandığı Kanununa göre fiili hizmet zammının Sosyal Sigortalar kurumunda değerlendirilmesini, hem prim ödeme, hemde sigortalılık süresine eklenmesine karar verilmesini istediği görülmektedir. Fiili hizmet zammı da bir çeşit itibari hizmetten sayılır. 506 sayılı Yasanın 2098 sayılı Yasa ile eklenen Ek 5. maddesinde bu itibari sürelerin sigortalılık süresine ekleneceği öngörülmüştür. Anılan hüküm hem sigortalılık süresini hemde prim ödeme gün sayısını ifade eder. Açıklanan bu nedenlerle isteğin kabulüne dair hüküm doğru olduğundan davalının tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün (ONANMASINA), 26.11.1998gününde oybirliğiyle karar verildi.