 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/8147
Karar No : 1997/8301
Tarih : 18.12.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi, ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Filiz Ekizoğlu tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Zararlandırıcı olaya maruz kalan sigortalının olay günü davalıya ait Mutki İlçesi Meydan Şantiyesinde hizmet tarafından tamir edilip 13 .. 143 plakalı araçla dönüş sırasında teröristlerin yola döşediği mayına aracın çarpması sonucu ölmüştür.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren işyerindeki işçilerinin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu konudaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunun 73.maddesinin açık buyruğudur.
25.5.1997 günlü bilirkişi raporunda olayda işverenin kusursuz olduğu kaçınılmazlık sözkonusu olduğu ancak kusursuz sorumluluk esasına göre sorumlu bulunduğu belirtilmiştir.
Oysa hükme dayanak alınan bilirkişi İş Kanunun 73.maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle olayın oluş biçimine ve işyerinin PKK eyleminin yoğun şekilde bulunduğu bölgede bulunmasını nazara alarak 2495 sayılı Yasanın ilgili maddelerini incelemek suretiyle işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu hangi önlemleri aldığı hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere uyulup uyulmadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenerek kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmamıştır. Hal böyle olunca kusur raporunun İş Kanunun 73.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Öte yandan olayın oluş biçiminde ve niteliğine göre de bilirkişinin sıfatı itibariyle konuda uzman olmadığına ortadadır.
Mahkemece yapılacak iş, genel güvenlik, hukuk ve işçi sağlığı ve iş güvenliği dalında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek ve özellikle işyerinin olağanüstü ve terörün yoğun bulunduğu bölgede faaliyette bulunduğu gözetilerek bu tür işyerlerinde alınması gerekli önlemleri belirleyen 2495 sayılı Kanun ve yönetmelikte gözönünde tutularak kusurun aidiyeti ve oranlarını saptamaktan ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın inandırıcı güç ve nitelikte olmayan ve kusulun kimde olduğunu dayanaklar ile açıklamayan ve raporun hükme dayanak alınması suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 18.12.1997 gününde oybirliği ile karar verildi.