 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/6735
Karar No : 1997/7436
Tarih : 15.04.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, ihbar tazminatı, izin ücreti, ikramiye ve ücret alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.2.1997 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat Günal D... ile karşı taraf adına Avukat Asena Ö... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatlarının sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY KARARI
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Hizmet sözleşmesinin 28.3.1995 tarihinde işveren tarafından fesh edildiği anlaşılmaktadır. Gerçekten davacı 27.3.1995 tarihli dilekçe ile 3.4.1995 tarihinden itibaren emekli olmak istediğini bildirmiş ise de, işveren bu tarihten önce sözleşmeyi fesih yoluna gitmiş olduğundan Nisan ayında gerçekleşecek olan ikramiye alacağına TİS hükümleri gereğince hak kazanamaz.
3-Dosya içinde bulunan izin föyünde davacının muhtelif tarihlerde yıllık ücretli izinlerini kullandığı ve aynı föyde davacı ile ilgili rapor gibi hususlarda yer verilmiş olduğu, bunların kronolojik şekilde föye yazıldığı görülmektedir. Ayrıca belirtmek gerekirki, davacı üst yönetici olarak işyerinde çalışmıştır. Bu hususlar dikkate alınarak, anılan föyle ilgili bir değerlendirme yapılması ve bunun sonucunda gerçekten belirtilen tanıklarda aralıklarala izin kullandığı sonucuna varılırsa, bunların karşılıklarının gerçekleşen miktardan düşülmesi, aksi halde şimdiki gibi karar verilmesi gerekir.
4-Red edilen miktara göre davacı tarafından yapılan, mahkeme masrafının tamamınınmı, yoksa bir bölümününmü davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılamamaktadır. Şayet tamamından davalı sorumlu tutulmuş ise karar usul ve yasaya aykırı olur. Gerçekten red edilen miktara göre masrafların taraflara bir oran dahilinde yüklesitmesi icap eder. Bu durumun açıklığa kavuşturulabilmesi için bu yönden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebebten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 3.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.4.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.