 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E. 1997/5128
K. 1997/10078
T. 27.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- GEMİ İŞÇİSİNİN KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI
KARAR ÖZETİ : Gemide çalışan işçilerin ihbar ve kıdem tazminatları hesaplanırken, günlük ücrete yansıtılacak sefer primi devamlılık ve kararlılık arzetmelidir.
Sefer primi hesaplaması; işverenin tutması gereken ücret defteri ve seyir defteri getirtilerek, resmi kurumlardan, geminin son yıl içinde çıktığı sefer sayısı ve gittiği limanlar sorularak, her bir sefer için ödenen sefer primleri toplamının o yıl içinde çalışılan gün sayısına bölünmesi suretiyle yapılmalıdır.
(854 s. DİK. m. 14, 16, 20, 31)
Taraflar arasındaki ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm temyiz itirazları ile davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı, ihbar tazminatı isteğinde bulunmadığı halde bu tazminata da karar verilmiş olması HUMK.nun 74. maddesindeki istekle bağlılık ilkesine aykırılık oluşturur.
3- Hüküm altına alınan ihbar ve kıdem tazminatına baz alınan ücret miktarı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davacının, esas itibariyle davalıya ait kum taşıyan gemide çalıştığı açık olmakla beraber, geminin son bir yıl içinde haftada yada ayda kaç defa ve nereye sefere çıktığı anlaşılamamaktadır. Gerçek durumun belirlenebilmesi için, öncelikle Deniz İş Kanununun 31. maddesinde işveren tarafından tutulması öngörülen ücret defteri ile seyir defterinin işverenden istenmesi, bundan başka İstanbul Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü'nden de, davacının çalıştığı geminin son yıl içinde çıktığı sefer sayısı ve gittiği yerlerin sorulması gerekmektedir. Böylece sefer sayısı tesbit edildikten sonra, her bir sefer için ödenen, sefer primleri toplanarak son bir yıl içinde çalışılan gün sayısına bölünerek günlük ücrete yansıtılması yoluna gidilmelidir. Kum taşıma dışında navlun işinde gemide sefer yapıp yapmadığı ve o seferlere de prim ödenip ödenmediği ayrıca tesbit edilmelidir. Şayet bu inceleme ve araştırma sonucunda sefer primi devamlılık ve kararlılık arzetmediği sonucuna varılıyorsa, o takdirde tazminatlara esas ücretlere bu primin yansıtılmaması gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten (BOZULMASINA), davalı yararına takdir edilen 2.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.5.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalıya ait gemide yağcı olarak çalışan davacının - hizmet akdi, geminin 16.9.1995 tarihinde bakıma alınmakla askıya alınmış değildir. Aynı mahkemenin 1995/1517 esas sayılı baş dosyasında bulunan davacı tanıklarının anlatımlarından gemi bakıma alınmasına rağmen davacının gemide kalarak çalışmalarını sürdürdüğü ve ücretini aldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda 854 sayılı Deniz iş Yasasının 14. maddesinin III-a bendine uyan davacının haklı feshinden söz edilemez. Bu nedenle davacının kıdem tazminatı isteğinin de reddi ve mahkeme kararının bu yönden de bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan, Daire çoğunluğunun kıdem tazminatı ile ilgili onama kararına katılmıyorum.
O. Güven ÇANKAYA
Üye