 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/21360
Karar No : 1998/2348
Tarih : 23.02.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi, sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuş, davalı işveren ise bir başka işyerinin ihtiyacı için davacının bir başka işçi ile birlikte işyeri alet ve makinalarını kullanarak hizmet sebebiyle güveni kötüye kullandığını, bu nedenlede davanın haksız açıldığını savunmuştur. Mahkemece davacı hakkında hizmet sebebi ile emniyeti suistimal suçundan dolayı açılan davanın, suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatle sonuçlandığı gerekçe gösterilerek tazminat istekleri kabul edilmiştir.
Belirtmek gerekir ki, ceza mahkemesine suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraat kararı verilmiş olması, davacının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışta bulunmadığını göstermez. Bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatına davacının gerçekten hak kazanmış olup olmadığının anlaşılabilmesi için tarafların delillerinin celbedilmesi ve varsa tanıklarının dinlenmesi gerekir. Bundan sonradır ki yapılacak inceleme ve değerlendirmeye göre ihbar ve kıdem tazminatının hüküm altına alınıp alınmaması sorunu çözümlenebilir.
Öte yandan, dosya içeriğine ve davalının yargılamanın çeşitli aşamalarında yapmış olduğu savunmalara göre, davacının 01.03.1992 tarihinde sözleşmesinin feshedildiği ve kıdem tazminatının ödendiği görülmektedir. Mahkemece bu nokta üzerinde de durulmuş değildir. Daha önceki bir tarihten itibaren çalıştığı kabul edilerek tazminatlar hüküm altına alınmıştır. Gerçekten 01.03.1992 tarihinde hizmet sözleşmesi feshedilmiş ve kıdem tazminatı ödenmiş ise önceki süre hesaba dahil edilmemelidir. O tarihteki fesih, göstermelik şekilde yani girdi çıktı yapılmak suretiyle işlemler gerçekleştirilmiş ise ortada sözleşmenin feshinden söz edilemeyecektir. Ancak böyle bir ihtimalde de kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemelerin, % 30 faizi ile birlikte gerçekleşen kıdem tazminatından mahsubu gerekir.
Belirtilen hususlar inceleme ve irdeleme konusu yapılmadan beraat kararına dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepden BOZULMASINA, 23.02.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.