 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/1645
Karar No : 1997/7252
Tarih : 10.04.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, nakil işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosyo incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
YARGITAY KARARI
Davacı davalıya ait Lüleburgaz Kooperatifi işyerinde sendika işyeri temsilcisi olarak çalışırken 794 nolu kaynarca işyerine 28.6.1996 tarih ve 3060/12618 sayılı işverenliğin kararı ile naklonulduğnu belirterek 2821 sayılı kanunun 30. ve yürürlükteki toplu iş sözleşmesinin 13.maddelerine aykırı nakil işlemine son verilerek eski görevine iadesini talep etmiştir.
Davalı işi ve işyeri değiştirilen temsilcinin eski işine ve işyerine iadesine dair kanunlarda bir hüküm olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, sendika temsilcisinin iş akdinin feshi halinde işe iade davası açabileceği, başka yere nakli halinde böyle bir dava açılamayacağını ancak işcinin kıdem tazminatı hakkının doğacağı, gerçekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2821 sayılı Sendikalar Kanunun 30.maddesinde işyeri sendika temsilcilerinin güvencesi düzenlenirken, işverence temsilcilik süresi içierisinde temsilcinin hizmet sözleşmesinin haklı birsebep olmadan sonra erdirilmemesi düzenlenmiştir. İşverenin işyeri sendika temsilcisini istifaya zorlayacak işlemlerde bulunması da anılan teminata aykırılık oluşturur. İşyeri sendika temsilcisinin 2821 sayılı kanunun 30. maddesinde hizmet sözleşmesi devam ederken işyeri değişikliği sebebiyle bu güvenceden mahrum bırakılmasını önleyecek açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Hatta bu konuda yasada boşluk bulunduğu söylenebilir. Ancak bu yasa boşluğunun İş Hukukunun özelliklerine aykırı olmayacak şekilde Medeni Kanun ve Borçlar Kanunu kuralları ile doldurulması da mümkündür. Bu boşluğun doldurulmasında Medeni Kanunun 2.maddesinin uygulanması yerinde olacaktır. İşveren yönetim hakkını yasalara uygun kullanımı halında hakimin müdahalesi sözkonusu edilemez. Ancak hakkın kötüye kullanılması sonucu davacı işyeri sendika temsilcisi olduğu işyerinden başka bir işyerine nakledilmek suretiyle temsilclik güvencesinden yoksun bırakılması da kanunca korunmaz.
Bu işyeri değişikliği sonucu işyeri Sendika temsilcisini yasanın öngördüğü güvence dışında bırakmak 2821 sayılı kanunun 30.maddesinin amacına da aykırı olacaktır. Belirtmek gerekir ki mahkemenin kabul ettiği biçimde hizmet akdi sona ermeden davacı bu durumda kıdem tazminatı da isteyemez.
Öte yandan davacının yararlandığı 1.8.1996-31.7.1998 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinin 13.maddesi uyarınca işyeri sendika temsilcisi taltif amaçlı görev yükletmeler dışında başka bir işyerine daimi olarak bir aydan fazla süre için gönderilemez. Bu durumda işyeri sendika temsilcisi davacının görev yükseltmesi olmaksızın rızası dışında Lüleburgaz'dan Kaynarca'ya nakli, toplu iş sözleşmesinin bu hükmünede aykırıdır.
Bu nedenle gerek yasa gerekse toplu işsözleşmesi hükümlerine aykırı olarak davacının işyeri sendika temsilciliği görevini sona erdiren nakil işlemine karşı açılandavanın kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebebten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.4.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.