Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/1401
Karar No : 1997/7663
Tarih : 28.4.1997

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Dava: Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık ücretli izin parasının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi haksız şekilde sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı iteklerinde bulunmuştur. Mahkemece istek reddedilmiş ise de belitrmek gerekir ki sözleşmenin ihbar ve kıdem tazminatını hak etmeyecek şekilde feshedildiğinin isbatı davalı işverene aittir. Somut olayda hizmet sözleşmesinin son bulduğu dosya içeriği ile açık seçik ortadadır. Ancak nasıl son bulduğu çözümlenmesi gereken sorunu oluşturmaktadır. Bu konuda az önce işaret edildiği gibi davalı işveren ihbar ve kıdem tazminatını hak etmeyecek şekilde sözleşmenin son bulduğunu ispat etmiş değildir. Böyle olunca ihbar ve kıdem tazminatı istekleri hüküm aldına alınmalıdır.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.4.1997 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı, işveren tarafından iş akdine son verildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatları talebinde bulunmuştur.
Mahkemece akdin davalı işverence sona erdirildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacının ihbar ve kıdem tazminat isteklerini yerinde görmemiş ve karar davacı tarafça temyiz edilmekle, dairemiz çoğunluğu tarafından "...sözleşmenin ihbar ve kıdem tazminatı etmeyecek şekilde feshedildiğinin ispatı işverene aittir. Somut olayda hizmet sözleşmesinin son bulduğu dosya içeriği ile açık seçik ortadadır. Ancak nasıl son bulduğu çözümlenmesi gereken sorunu oluşturmaktadır. Davalı işveren ihbar ve kıdem tazminatını hak etmeyecek şekilde sözleşmenin son bulduğunu ipat etmiş değildir. Böyle olunca ihbar ve kıdem tazminatı istekleri hüküm altına alınmalıdır..." gerekçeleriyle mahkeme kararı bozulmuşsa da aşağıda ki düşüncelerle bu bozma kararına katılamamaktayız.
Olayda davalı işveren akdin kendisince feshedilmediğini savunmaktadır. Davalının bu savunması iş müfettişi raporuyla da doğrulanmaktadır. Çoğunluk görüşünde hizmet sözleşmesinin son bulduğunun açık olduğu belitrilmekle beraber kimin tarafından feshedildiği yönünün davalı işverence kanıtlanması gerektiğine işaret edilmektedir.
Davacı iş akdinin işverence sona erdirildiğini ileri sürmesine karşılık, işveren davacının işyerini terk ettiğini savunmaktadır.
Bu durumda, akdin kimin tarafından sona erdirildiği yönünün kanıtlanması görevinin taraflardan hangisine ait olduğu yönü önem taşımaktadır.
Kanun aksini emretmedikçe, iki taraftan herbiri iddiasını ispata mecburdur. Buna göre ipat yükü ilk önce kural olarak davacıya düşer.
Normal bir duruma dayanan taraf, iddiasını ispatla mükellef, olmayıp bilakis ispat yükü bu normal durumun hilafını iddia eden tarafa düşer. Her olayda normal olarak mevcut olan bir duruma dayanan taraf bu iddiasını ispat etmekle mükellef değildir.
Dosyadaki olayda normal durum akdin devam etmesidir. Davacı ise bu normal durumun davalı tarafından ortadan kaldırıldığını iddia etmektedir. O halde ispat külfeti davacıya düşmektedir. Davacı iş akdinin davalı tarafından bozulduğunu kanıtladığı takdirde davalıya düşen ispat külfeti akdin haklı olarak sona erdirildiğini kanıtlamaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27.6.1984 gün ve 737 esas, 762 karar sayılı ilamında, ".....aradaki hizmet  ilişkisini davalının bozduğuna yeterli delil olmadığına göre, ihbar ve kıdem tazminatına hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğunu" belirtmek suretiyle hizmet ilişkisini davalının bozduğunu kanıtlamakla davacının yükümlü olduğunu belirtmiştir.
Çoğunluk görüşünde belirtilen hususlar olayların ikinci aşamasıdır. 1. aşama akdin davalıca bozulması, 2. aşama bu bozulmanun haklı nedene dayanıp dayanmadığıdır. 1. aşama geçilmeden ikinci aşama tartışılamaz. Olayımızda birinci aşama davacı tarafından aşılamamıştır. O halde iddiasını ispat edemeyen davacı kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağından, mahkemece bu isteklerin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz. Kararın onanması görüşündeyiz.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini