 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/8938
Karar No : 1996/10812
Tarih : 20.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yerel Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, iş aktinin işverence haksız fesh edildiğini ileri sürerek haksız fesihten doğan tazminat isteğinde bulunmuştur. Mahkemece devamsızlık olgusu gerçekleşmiş olmakla birlikte fesih işleminin disiplin kurulundan geçirilmemesi gerekçesi ile feshin haksız olduğu sonucuna varılmış ve istek kabul edilmiştir.
İşyerinde uygulanmakta olan 15.2.1993-14.2.1994 süreli Toplu İş Sözleşmesinin yürürlüğünden sonra davacının iş akti 13.5.1994 tarihinde fesh edilmiştir. Sonraki 15.2.1994-14.2.1995 süreli Toplu İş Sözleşmesinin önceki Toplu İş Sözleşmesine taraf olan sendika ile 16.3.1995 tarihinde bağıtlanmıştır. Bu durumda iki ayrı sorunun çözümlenmesi gerekir.
1. sorun, fesih işleminin disiplin kurulundan geçirilmesi gerekip, gerekmediği konusu ile ilgilidir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, bu konuda sonraki değil, önceki Toplu iş Sözleşmesi hükümlerinin dikkate alınması gerekir. Çünkü fesih sonrakisözleşmenin imzasından önce gerçekleşmiş olduğu gibi imzadan önce fakat yürürlük tarihinden sonra meydana gelen fesihle ilgili gelişmeler için son sözleşmede ayrık bir kurala yer verilmiş değildir. Önceki Toplu iş Sözleşmesine taraf sendikanın sonraki Toplu İş Sözleşmeyi bağıtladığına göre disiplin kurulunun görev ve yetkilerinde bir kesintiden söz edilemez. Gerçekten Toplu İş Sözleşmesi tarafı sendikanın yetkisinin devam ettiği sonraki sözlemeyi bağıtlamasından anlaşılmaktadır. Böyle olunca mahkemenin fesih işleminin disiplin kurulundan geçirilmemiş olması nedeni ile haksız duruma dönüştüğü şekilndeki kabulü doğrudur.
2. sorun, son sözleşmenin öngördüğü ücret zamlarını davacının yararlanıp yararlanmayacağı konusuna ilişkindir. Yukarıda da belirtildiği gibi iş sözleşmesi, son sözleşmenin imzasından önce fesh edilmiş olup, son sözleşmede imza tarihi ile yürürlük tarihi arasında hizmet akti sona erdirilenlerle ilgili ayrık bir durum öngörülmemiş bulunduğundan mahkemenin tazminat miktarını son sözleşmeyi esas alarak hesaplamış olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.5.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.