 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/6758
Karar No : 1996/18052
Tarih : 30.09.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, kötüniyet ve sendikal tazminat alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Davalı Sağlık Hizmetleri AŞ, husumet itirazında bulunmuştur. Bu nedenle öncelikle davacı işçinin bu davalı ile arasında bir hizmet sözleşmesi bulunup bulunmadığı üzerinde durularak delillerin toplanması, mukabil delillerin de dikkate alınarak inceleme ve araştırma yapılması ve husumet sorununun çözümlenmesi gerekir. Eksik inceleme ile adı geçen davalının da sorumlu tutulmuş olması hatalıdır.
2- Davacı ve davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince
Davacı kendisiyle birlikte sekiz işçinin sendikal faaliyetleri nedeniyle işlerine son verildiğini ileri sürerek kötü niyet ve sendikal tazminata karar verilmesini istemiş, davalı işveren ise ekonomik nedenlerden dolayı hizmet akitlerinin feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece, sendikaya üye olan veya olmak istyen işçilere baskı yapıldığı ve işten çıkarıldıkları kabul edilmekle birlikte iş akdinin kötüniyetle feshedildiği sonucuna varılarak kötüniyet tazminatına karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 2821 sayılı sendikalar Kanununun 3449 sayılı yasa ile değişik 31/5 maddesine göre işçilerin sendikaya üye olması veya olmamaları nedeniyle farklı muameleya tabi tutulmaları da sendikal tazminata karar verilmelidir.
Ancak ortada gerçekten sendikal nedenle iş akdinin feshinin bulunup bulunmadığının anlaşılabilmesi için birbiri ile çelişkili bulunan tanık tutanakları ile yetinilmemeli, somut olguların nelerden ibaret bulunduğunun da belirtilmesi gerekmektedir. Her ne kadar dosyada bölge çalışma müdür yardımcısı imzalı yazıda sendikaya üyelik konusunda baskı yapıldığından söz edilmekte ise de, davalı işveren de yagrılamanın her aşamasında feshin haklı nedene dayanmadığını savunmuştur. Bu iddia ve savunma karşısında işyerinde çalışan işçi sayısının sendikaya üye olanların sayılarının belirtilmesi bunlardan üyelikten istifa etmiş olmaları bulunup bulunmadığının ortaya çıkarılması istifa edenlerinin iş yerine tekrar alınmalarının söz konusu olmadığının ve çalışan işçiler arasında sendikaya üye olmayan işçi bulunup bulunmadığının da araştırılması gerekir. Öte yandan işyerine Toplu İş Sözleşmesi yapmak için hangi tarihte Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarının tesbitiyle bu konudaki kronolojik gelişmelerin ayrıntılı olarak ortaya çıkarılması da zorunludur. Bunlardan başka sonucunun ne dereceye kadar uygunluğunun da araştırılması yapılarak sonuç bakımından önemlidir. Belirtilen konular üzerinde durulup inceleme, araştırma ve değerlendirme yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzre kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 30.09.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.