 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E. 1996/3092
K. 1996/14111
T. 20.6.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
HİZMET SÖZLEŞMESİ
VEKALET SÖZLEŞMESİ
İŞİN SAYI VE ZAMANLA SINIRLANDIRILMASI
İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI
KARAR ÖZETİ Aradaki ilişkinin hizmet sözleşmesine mi, yoksa vekalet sözleşmesine mi dayandığı sorusunun çözümünde; iş, ücret ve bağımlılık unsurları ile yetinilmeyip, yapılacak işin zamanla mı, yoksa sayı ile mi sınırlandığının da gözönüne alınması gerekir. Şayet sayı ile bir sınırlandırma var ise, vekalet ilişkisine dayanıldığı; aksi halde hizmet sözleşmesi sözkonusudur.
Bu cümleden olarak; davacının, sürekli şekilde avukat olarak davalıya ait işyerinde çalıştığı, ücretlerinin her ay muntazaman ödendiği ve sayı ile iş yapmadığından, hizmet sözleşmesine davalı olarak çalıştığı anlaşıldığından, işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
(818 s. BK. m. 313, 386)
(1475 s. İş K. m. 13, 14)
Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm, süresi içinde davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, duruşma gününün taraflara tebliği için davetiyeye yapıştırılacak posta pulu bulunmadığından duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
Davacı; davalı sendikanın hizmet akdi ile çalışıp hukuk işlerini yürüttüğünü, uzun süre çalıştıktan sonra, davalı tarafça akdinin feshedildiğini, ancak kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini ileri sürerek isteklerde bulunmuştur.
Davalı sendika ise; davacı ile aralarında hizmet akdi değil vekalet akdi ilişkisi bulunduğunu, avukatlık yaptığı her iş için ücretinin verildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, savunmaya değer verilerek dava red edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; avukat olan davacı, davalıya ait işyerinde aylık ücretle sürekli çalışmıştır. Aradaki ilişkinin hizmet akdine mi, yoksa vekalet akdine mi dayandığı sorunun çözümünde iş, ücret ve bağımlılık unsurları ile yetinilmeyip, yapılacak işin zamanla mı, yoksa sayı ile mi sınırlandığının da dikkate alınması gerekir. Şayet sayı ile bir sınırlandırma var ise, ilişkinin vekalet ilişkisine dayandığı; aksi halde hizmet akdinin sözkonusu oldugu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda, davacının sürekli şekilde çalıştığı ücretlerinin her ay muntazam ödendiği ve sayı ile iş yapmadığı görülmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular karşısında, 1979-1992 yılları arasında davacının hizmet ak-dine dayalı olarak işyerinde çalıştığı kabul edilerek, işin esası incelenip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacının, ayrıca avukatlık bürosunun bulunması bu hukuki sonucu değiştirmez. Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.6.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.