 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E. 1996/19712
K. 1996/24130
T. 25.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSÜ
TEŞEBBÜS MÜDÜRÜNÜN TAAHHÜDÜ
İHBAR TAZMİNATI
KARAR ÖZETİ : Bir başka kuruluşta çalışırken, ihbar şartlarına uymaksızın akdi feshederek Kamu iktisadi Teşebbüsünde çalışmaya başlayan kişinin, ihbar tazminatının ödeneceğine dair genel müdür Yardımcısının taahhüdü, bu teşebbüsü bağlamaz.
(233 s. KHK. m. 13/2)
(1475 s. İş K. m. 13)
Davacı, ihbar tazminatının istirdatına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı Ülkü avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı banka tarafından, kendi üst düzey görevlileri olan (U.F.T.) ile (C.U.) ve hizmet akdi ile çalışan diğer davalı hakkında, Bankası'na ödenmiş olan ihbar tazminatının geri alınabilmesi için dava açılmış olup, mahkeme istek gibi karar vermiş ve karar davalılardan (U.F.T.) tarafından temyiz edilmiştir.
Bankada hizmet akdi ile çalışan kişi, İ......... Bankası'nda çalışırken, bu bankadan ihbar öneline uymaksızın, ayrılarak davacı banka ile birleştirilen A........ Bankası'na geçmiş ve İ.......... Bankası ihbar öneline uyulmaksızın iş akdi feshedildiği için A........... Bankası ile iş akdini fesheden kişi hakkında ihbar tazminatı talebini taşıyan davasını açmış ve açılan dava belirtilen banka yararına sonuçlanmış ve karar kesinleşmiş olup, davacı tarafından ilgili bankaya ödemede bulunulmuştur.
Davacı, banka bu ödemeyi geri istemektedir.
Kararı temyiz eden (Ü.F.T.)'nin davacı bankanın personel müdürü ve davalılardan (C.U.)'nun ise Genel Müdür Yardımcısı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı Ülkü'ye banka tarafından isnat olunan husus, bankaya geçiş yapan kişiye çalışmasını sürdürmesi, savunmasını n banka tarafından yapılacağı şeklinde teminatlar vermesidir.
Ülkü tarafından, diğer davalı kişiye yazılan 24.9.1987 tarihli yazıda "İ.... Bankası'nın ilgili ihtaradı hakkında bu aşamada herhangi bir işlem yapmanıza gerek bulunmamaktadır. İleri de konu ile ilgili bir dava açılması halinde dava bütün yönleriyle Bankamız tarafından takip edilecektir" denilmektedir.
Yine davalılardan Genel Müdür Yardımcısı (C.U.) ile İnsan Kaynakları Grup Müdürü olup, dava dışı bulunan (U.T.) tarafından çalıştırılan kişiye gönderilen yazılar da ise, "... davaların Bankanın tesbit edeceği bir avukatla yürütüleceği ve sonuçta oluşabilecek maddi tazminatın Banka tarafından ödeneceği..." belirtilmektedir.
Davalı Ülkü savunmalarında, yukarıda belirtilen 24.9.1987 tarihli yazının taahhütname niteliğinde olmadığını ve hiyerarşik yapılanma itibariyle de böyle bir taahhütname de bulunmaya yetkileri olmadığını ileri sürmektedirler.
Gerçekten, bu davalının bankayı sorumluluk altına sokabilecek bir yetki ve görevinin bulunmadığı Türkiye E....... Bankası Ana Statüsü ve aynı bankanın imza sirküleri hakkındaki açıklama genelgesinden anlaşılmaktadır.
Bankanın o tarihlerdeki Genel Müdürü olan (B.Ş.)'de beyanlarında; "ihbar tazminatı alan kişilerin nitelikli personel oldukları için sözleşmeleri feshettirilerek bankaya kazandırıldıklarını ve bu amaçla kendilerine her türlü ödemenin ve savunmanın banka tarafından yapılacağının taahhüt edildiğini ve personel alımında genel müdür yardımcısı olan diğer davalının yetkili kılındığını" belirtmiştir.
Davalı tarafından yazılan 24.9.1987 tarihli yazının bankayı yükümlülük altına sokabilecek bir taahhütname niteliğinde olmadığı görülmektedir.
Yönetim kurulunun onayı ve genel müdürün muvafakatı çerçevesinde diğer davalı yöneticinin verdiği taahhütnamenin bankayı bağlayacağı açıktır.
233 sayılı KHK'ye tabi olan E.... Bankası Anonim Şirketi'ni üçüncü şahıslara karşı temsil etmeye banka genel müdürü yetkilidir. Genel müdür de bu yetkisini, Kararnamenin 13/2. maddesi gereğince diğer davalılardan genel müdür yardımcısına devretmiş ve bu kişi tarafından, bu şekilde taahhütlerde bulunulmuştur.
Yukarıda belirtildiği şekilde, davalının yazdığı yazının taahhütname niteliğinde olmadığı ve görevi niteliği itibariyle de bankayı yükümlülük altına sokmaya yetkili olmadığı gözetilmeden, bu kişinin sorumlu tutulması yasal olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.