 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/16099
Karar No : 1996/24126
Tarih : 25.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, izin ücreti alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenelrle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davacı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruma için 10.12.1996 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat Y.A. ile karşı taraf adına Avukat H.K. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günhde dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 25.12.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davada ihtilaf konusu olan ücretli izin alacağında zamanaşımının hangi tarihte başlıyacağı, hangi izin ücreti alacaklarının zamanaşımına uğradığı hususudur. Mahalli mahkeme ve dairemiz çoğunluğu zamanaşımı başlangıcının yıllık izin hakkının doğduğu tarih ve bunun sonucu olarak ta bu tarihten itibaren dava tarihen kadar 5 yıl geçmişse izin ücretli alacak isteğinin reddi gerektiğini kabul etmektedir. Bu görüşü benimsemek, ücretli izin hakkının veriliş amacına ve yasal düzenlemelere uygun düşmediği gibi Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulu'nun hizmet akti devam ettiği sürece izin ücreti alacak davası alçılamayacağı yolundaki kararlarına aykırılık yaratacaktır.
Yıllık ücretli izin, işçinin iş verimini artırmak, zihni ve bedeni sağlığını korumak amacıyla hizmet sürelerine göre verilen bu nedenledir ki 1475 sayılı yasanın 49/son maddesinde vazgeçilemiyeceği kabul edilen bir hak olup fiilen kullanılması gerekir.
Yargıtay bu görüşten hareketle hizmet akti devam ederken yıllık izin ücreti alacak davası açılamayacağını, ancak aynı yasanın 56'ncı maddesi gereği aktin işçi veya işveren tarafından feshinden sonra işçinin hak kazanıpta kullanamadığı yıllık izin süresi için ücretinin aktin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine ödeneceğini kabul etmektedir. Başka bir anlatımla kullandırılmayan yıllık ücretli izinler için ücret isteme hakkı aktin sona erdiği tarihte doğmaktadır.
Doğmayan dava hakkından önceki süreye ait yıllık ücretli izin alacağı için, akkın özünü değil dava edebilme hakkını ortadan kaldıran zamanaşımının işlediğini kabul etmek, hukukun temel ilkelerine aykırı olduğu gibi işçilerin haklarını da yok edici sonuçlar doğuracaktır. Bu nedenle dava konusu kullandırılmayan izin ücret alacakları için zamanışımının dava hakkının doğduğu aktin fesih tarihinden işlemeye başlaması gerekir. Bunun sonucu olarak, dava konumuzda red edilen yıllık izin ücreti alacak istekleri zamanaşımına uğramadığından mahalli mahkeme kararının bu yönden bozulması görüşünde olduğumuzdan dairemiz çoğunluğunun onama kararına katılmıyoruz.