 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/10975
Karar No : 1996/20097
Tarih : 25.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1475/m.13,14
2822/m.61
Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı ile işçilik haklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş ve davacı avukatınca da duruşma talep edilmiş ise de HUMK.nun 435.inci maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacının vekili temyiz gerekçesi olarak hüküm altına alınan ücret alacağına 2822 sayılı yasanın 61 inci maddesi uyarınca en yüksek işletme kredisi faizi uygulanması gerekirken, mahkemece %30 yasal faiz uygulanmasının yerinde olmadığını ileri sürmektedir.
Gerçekten davacının ücret alacağı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. T.İ.S.nden doğan haklara bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi üzerinden temerrüt faizi ödenmesi yasa hükmü gereğidir. Davacının dava dilekçesinde bu yönde talebi bulunmaktadır. Belirtilen yasa hükmüne uyulmaması hatalı olup, bozma nedenidir.
Davacı vekili diğer bir temyiz nedeni olarak işverenin temerrüde düşürülmesine karşılık faizlere dava tarihinden itibaren hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürmektedir.
Davacı tarafından işverene verilen 8.2.1995 ve 9.3.1995 tarihli dilekçelerle kıdem ve ihbar tazminatları ile Toplu İş Sözleşmesinden doğan hakların talep edildiği ve işverence bu isteklerin reddedildiği, işverenin davacıya gönderdiği 21.3.1995 gün ve 2353 sayılı cevap yazısından anlaşılmaktadır.
Bu durumda işverenin davacı tarafından 8.2.1995 tarihinde temerrüde düşürüldüğü ve dolayısıyla bu tarih esas alınmak suretiyle ihbar tazminatı ile hüküm altına alınan işçilik haklarına faiz yürütülmesi gerekirken, faiz başlangıcı olarak dava tarihinin esas alınması hatalıdır.
3. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde, davacıya toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken 22.900.000 TL. avans ödendiğini belirterek ödemelerle ilgili bir listeyi mahkemeye sunmuştur.
Her ne kadar bu listede davacının ödemelerle ilgili imzası olmamakla beraber davalı işverenin resmi bir kuruluş olması nedeniyle bu ödemenin doğruluğunun istenecek diğer belgelerle değerlendirilmesi her an için mümkündür. Mahkemece bu belge davacı tarafa duruşmada gösterilmediği gibi içeriği hakkında da beyanlarına başvurulmamıştır.
Davalı tarafın mahsup iddiası bulunmakla öncelikle belgeye karşı davacı tarafın beyanı alınması, ödeme kabul edilmediği taktirde ise, işverenden yapıldığı ileri sürülen ödemelerle ilgili davacının da imzasını taşıyan belgeler getirtilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenlerle
BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.10.l996 gününde oybirliğiyle karar verildi.