 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/10875
Karar No : 1996/12183
Tarih : 30.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : H.A. adına Avukat A.K. ile.. Sendikası adına Avukat R.Y. aralarındaki dava hakkında Ankara 3. İş Mahkemesinden verilen 20.4.1996 günlü ve 30/1472 sayılı hüküm, davacı avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı, davalı Sendika'nın 17-18 Haziran 1995 tarihlerinde yapılan olağan Genel Kurul Toplantısında, sendika yönetim kurulu asil üyeliğine seçilmiştir. Bir kısım sendika üyesince 1.9.1995 tarihinde Ankara Valiliğine başvurularak davacının 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun 14. maddesinin 14. fıkrasına göre, on yıl eylemli bir biçimde işçi olarak çalışma şartını gerçekleştirmediği iddia edilmiştir. Valilikçe bu iddia üzerine 28.9.1995 tarihli yazıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğünden olayın araştırılması istenmiştir. İlgili Müdürlüğün 11.11.1995 tarihli cevabi yazısı ile iddia konusu doğrulanmıştır. Bu defa Ankara Valiliği davalı Sendikaya gönderdiği 27.12.1995 tarihli yazıyla davacının "bilfiil on yıllık prim ödeme belgesinin ibraz edilmesi, ibraz edilmemesi halinde, yönetim kurulundaki görevinden alınarak yerine yasal şartları taşıyan yedeğinin getirtirilerek sonucundan valiliğe bilgi verilmesi" istenmiştir. Davalı Sendikaca, Genel Merkez Yönetim Kurulu'nun 28.12.1992 tarihli kararında davacının işçilikte bilfiil çalışarak dikkate alınacak sürenin 3196 gün olduğu belirtilmiş ve davacı görevden alınarak yerine yedek üye atanmıştır. Bu durum davacıya 28.12.1995 tarihli yazıyla bildirilmiştir.
Davacı, 12.1.1996 tarihli dava dilekçesinde 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu'nun 14. maddesinin 3449 sayılı Kanunla değişik 14. bendinde yer alan Sosyal Güvenlik Kayıtlarına göre, 3776 gün prim ödemesinin Kanunun aradığı on yıllık çalışma şartına haiz bulunduğundan söz ederek davalı ile arasındaki muvazaanın giderilmesini istemiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ... Kooperatifinde hizmet aktine dayalı olarak işçi statüsünde çalışılan sürenin 2664 gün, yani 7 yıl 3 ay 24 gün olduğu, kesenek ve primli gün sayılarından 120 günlük askerlik borçlanması, 450 günlük T.C. Emekli Sandığına tabi yedek subaylık ve 532 günlük profesyonel sendikacılık sürenin sayılamayacağı ifade edilmiş ve sonuç olarak, Anayasanın 51/7. maddesinde sendika yöneticiliği için öngörülen 10 yıl bilfiil işçilikte çalışma şartının davacı yönünden gerçekleşmediği ifade edilmiş, mahkemece de bu düşünce esas alınarak dava red edilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, taraflar arası uyuşmazlık 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu 14/14 maddesinin yorumundan kaynaklanmaktadır. Davacının geçmiş hizmetinin Sendika yöneticisi olabilmek için yeterli olup olmadığı sorunu hukuki bir sorundur. Böyle olunca konunun bilirkişiye başvurmadan mahkemece kendiliğinden çözüme kavuşturulması gerekir. Zira sorunun uzmanlık ya da teknik bir yönü yoktur. Bu itibarla ortada bilirkişi mütalasını gerektirecek bir neden bulunmadan dosyanın bilirkişiye havalesi isabetsiz görülmüştür.
Öte yandan mahkemece salt bilirkişinin varmış olduğu sonuca vardığıiçin olayla doğrudan ilgisi bulunan Sendikalar Kanununun değişik 14/14. maddesi üzerinde durulmamıştır. Oysa soyut Anayasa kuralından önce davada doğrudan uygulanma olanağı bulunan söz konusu somut normun ele alınarak inceleme ve irdeleme konusu yapılması gerekirdi. Bu bakımdan mahkemece kurulan hüküm eksik incelemeye dayanmaktadır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece yapılacak iş anılan yasa kuralının da göz önünde tutulmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre uyuşmazlığın çözümü gerekir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, 30.5.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anayasa'nın 51/7 maddesinde sendika yöneticiliği için bilfiil 10 yıl işçi olarak çalışmış olmak koşulu öngörülmüştür. Yasaların Anayasaya aykırı olamayacağı ve 11. maddesi uyarınca da Anayasanın herkesi bağlayacağı kuralı karşısında Anayasanın doğrudan uygulama olanağı bulunan 51/7. maddesinin tatbiki gerekir.
Aksi yöndeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.