 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/10136
Karar No : 1996/19094
Tarih : 08.10.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, ihbar, kıdem ve sendikal tazminat ile yıllık ücretli izin parasının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.10.1996 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat G.K. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm temyiz itirazları ile davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı Toplu İş Sözleşmeleri görüşmeleri başladıktan sonra ve prosedür devam ederken 31.10.1993 tarihinde iş aktinin sendikal nedenle feshedildiğini, mahkemece bu gerekçe kabul edilmediği takdirde kötüniyetle feshin gerçekleşmesi nedeniyle tazminat isteğinde bulunmuş, mahkemece Toplu İş Sözleşmesi prosedürünün normal seyrini takip ederken, mevsim sonu itibariyle davacı ile birlikte birçok işçinin işlerine son verildiğini, ortada sendikal faaliyet nedeniyle değil; Yüksek Hakem Kurulunca bağlanan Toplu İş Sözleşmesinin uygulanmasına engel olmak amacıyla yapılmış fesih işlemi olduğu kabul edilerek, sendekal tazminat isteği red edilmiş, kötüniyet tazminatı ise hüküm altına alınmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, mahkemece gösterilen gerekçe çelişkildir. Gerçekten her iki tazminat isteği maddi olgulara dayandırılmıştır. Bu olgu gerçek ise sendikal tazminat kabul edilmelidir. Ancak dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı ile birlikte bir kısım işçilerin işlerine mevsim sonu son verildiği taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Mevsim hitam bulunca işveren mevsimlik işçileri çıkardığı gibi, mevsimlik olmayan ve hatta sendika üyesi bulunmayan işçilerin de hizmet sözleşmesi fesh etmiştir. Bu durum sendikal nedenle feshin gerçekleşmediğini gösterdiği gibi, ortada kötüniyetin bulunmadığının da bir kanıtıdır. Öte yandan davacı tanıklarının tümü iş akitleri fesh edilen hatta bir kısmının da davacı devam eden işçiler olduğu anlaşılmaktadır ki, bu davacı tanık anlatımlarına itibar edilemez. Bunlardan başka, Toplu İş Sözleşmesi yapılması prosedürü normal seyrini takip etmiş ve sonuçta Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanmıştır. Bu dosya içeriğine göre kötüniyet isteğinin de reddine karar vermek gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, 08.10.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.