 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/36332
Karar no : 1996/5205
Tarih : 12.03.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, fazla mesai parası ile ücret ve ikramiye alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.03.1996 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat S.T. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işyerinde uygulanmakta olan TİS.nin "ücret zammı" başlıklı "ikinci yıl zammı" başlığını taşıyan (b) bendindeki "01.07.1994 tarihinde işyerinde çalışan ..... Sendikası üyesi işçilerin o tarihdeki ücretlerine seyyanen enflasyon + % 5 refah payı zammı uygulanacaktır" hükmünden kaynaklanmaktadır.
Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığınca, aylık ve oniki aylık ortalamalara göre ilan edilen enflasyon oranları gösterilmiştir. Davacı işçi kendisine daha yüksek olan aylık enflasyon oranının uygulanması gerektiğinden sözederek TİS.si ücret ve ikramiye alacağı talebinde bulunmaktadır. Davalı ise, oniki aylık ortalamalara göre, uygulama yapılması gerektiğini, bu durumda davacının talebinin dayanaksız olduğunu savunmuştur.
Dairemizin kararlılık kazanmış uygulamasına göre, "enflasyon oranında zam" sözcüklerinden aylar arası genel indeks sayıları itibariyle meydana gelen artış oranı değil oniki aylık ortalamalara göre, değişim oranının dikkate alınması gerekir. Bir başka ifadeyle Yargıtay'ın uygulamasında, yıllık ortalamalara göre oluşan oranın esas alınması gerekir. Zira, aydan aya farklılık gösteren oran istikrar göstermeyen aylık orandır. Batı hukukunda da bu sonucun kabul edildiği bilinmektedir. Bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde ve yanlış değerlendirmeye dayanan bilirkişi raporuna göre isteğin kabulü, hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebebten BOZULMASINA, 12.03.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.