 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/36096
Karar no : 1996/10068
Tarih : 13.05.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatı, Toplu İş Sözleşmesi farkı, devlet ve sendika ikramiyesi, izin yardımı, giyim ve koruyucu eşya yardımı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine;
2- Kötüniyet tazminatı, ihbar tazminatının vasıflı biçimidir. Bir kez ihbar tazminatı hüküm altına alındıktan sonra, kötüniyet tazminatı olarak ayrıca 3 katı değil 2 katı kötüniyet tazminatına karar vermek gerekir. Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin kararlılık kazanmış uygulaması bu doğrultudadır. Yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, 13.05.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İhbar tazminatı, fesih bildirimi için yasada öngörülen bildirim önellerine uyulmasını temine yönelik bir yaptırım olduğu halde, kötüniyet tazminatı işverenin fesih hakkını kullanırken objektif iyiniyet kurallarına aykırı davranışının müeyyidesidir.
Diğer bir ifadeyle ihbar tazminatı iş yasasına, kötüniyet tazminatı ise objektif iyiniyet kurallarına aykırı davranışı yaptırıma bağlanmıştır. Bu nedenle kötüniyet tazminatı ihbar tazminatından müstakil olarak istenebilir. "Kötüniyet tazminatı ihbar tazminatının vasıflı şeklidir" diyen görüşe katılmamız mümkün değildir. Eğer böyle kabul edilirse, ihbar önellerine uygun davranmasına rağmen fesih hakkını kötüye kullanan işveren için ihbar tazminatı söz konusu olmayacağı için onun vasıflı şekline de hükmedilemeyecektir.
Diğer taraftan bu tazminatların farklı şeyler olduğunu kabul etmediğimiz takdirde ihbar önellerine uymasına rağmen feshi kötüniyetle yapan işveren ile hem önellere uymayıp ve hem de feshi kötüniyetle yapan işvereni aynı kefeye koyup aynı miktarda tazminatla hükümlü kılmak durumunda kalırız ki bu doğru olamaz.
Yasa koyucunun ihbar tazminatını getirmedeki amacı iş güvencesini sağlamak olduğuna göre bu amaç, ihbar tazminatını kötüniyet tazminatı içinde eritmekte değil her ikisinin ayrı tazminatlar olduğu yolundaki yorunum benimsenmesiyle temin edilebilir.
Nitekim doktrinde hakimin görüşü de bu yoldadır. (Eyrenci İHU, 13/no.11) Ekonomi İHU 13 (no.21), Oğuzman 1984 Kararları BSS. 58).
Bu nedenlerle talep halinde her iki tazminata ayrı ayrı yani ihbar tazminatının 4 katı tutarında tazminata hükmetmek gerektiği düşüncesinde olduğumdan çoğunluk kararına katılamıyorum.