 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/35361
Karar no : 1996/5648
Tarih : 19.03.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem ve kötüniyet tazminatı, ücret farkı, tahsil ve tehlikeli işler primi, çocuk, tahsil, kira, giyim ve sosyal yardım alacakları, akdi ikramiye, ilave tediye ve yıllık ücretli izin parasının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 05.03.1996 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat N.E. ile karşı taraf adına Avukat N.Ö. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dosyadaki belge ve bilgilere göre davacının iş aktinin kötüniyetle fesh edildiğinin kabulüne olanak yoktur. Öncelikle belirtmek gerekir ki 1994 yılında ülkenin ekonomik bir darboğaza girdiği, bunun sonucu olarakta, davalının da içinde yer aldığı kamu kurum ve kuruluşlarında işçi tensikatına gidildiği akitleri fesh edilmeyen işçilere dahi, Toplu İş Sözleşmesi zamlarının vadeye yayılmak suretiyle geç ödendiği bilinen bir gerçektir. Öte yandan dinlenen davacı tanıklarının da, işveren tarafından iş akitleri fesh edilen işçiler olduğu, dava sonucundan kendilernin de etkileneceği anlaşılmaktadır. Bu tanıkların anlatımlarına dayanılarak kötüniyet tazminatına karar verilmesi hatalıdır. Diğer taraftan davacı ile birlikte aş akitleri fesh edilen işçilerden sonra bir kısım işçi işe alınmış ise de, davacının yaptığı iş için işe alındıkları da anlaşılmamaktadır. Bu maddi ve hukuki olgular karşısında, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmelidir.
3- Davacı kıdem tazminatı için mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmesini istemiş, mahkemece işyerinin 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu kapsamında olması nedeniyle, anılan kanunun geçici 15 inci maddesi gereğince, reeskont faizine hükmedilmiş ise de, bu şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Bu konuda mahkemece yapılacak iş, fesih tarihindeki, mevduata uygulanan en yüksek faizi geçmemek üzere reeskont faizine karar verilmekten ibarettir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 600.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 19.03.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.