 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas no : 1994/11914
Karar no : 1994/18221
Tarih : 20.12.1994
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, iş kazasından doğan maddi ve namevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 13.12.1994 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ......... ile karşı taraf adına Avukat ....... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Davalı ........ Genel Müdürlüğü, iş kazasına uğrayan işçinin kendi işçisi olmadığını,........ yol yapımı işini ihale yoluyla üstlenen firmanın işçisi olduğunu, bu nedenle kendilerine husumet düşmeyeceğini savunmuş ve davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, İş Kanunu'nun 1/son maddesi uyarınca davalı tazminatla sorumlu tutulmuştur.
Oysa, İş Kanunu'nun 1/son fıkrası hükmü, özellikle sorumluluk açısından alt işveren-asıl işveren ilişkisini belirlemiştir. Buna göre, alt işverenden söz edebilmek için belirli bir işin işvereninden bu işin asadece bir bölümünde ya da eklentilerinde iş alınmış olması ve alt işverenin işçilerin münhasınar o işyerinde ve eklentilerinde çalıştırması gerekmektedir. Eğer işin tamamı bir başkasına verilmiş veya iş sahibinin o işte bizzat kendi işçilerini de çalıştırması söz konusu değilse, İş Kanunu'nun 1/son maddesi anlamında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığından ve bunun sonucu olarak iş sahibinin sorumluluğundan söz edilemez. Çünkü iş sahibi, belirli bir işin bir bölümünü başkasına verip, diğer bölümünü kendi çalıştırdığı işçilerle bizzat yapan bir asıl işveren durumunda değildir.
Somut olayda, dosyadaki belge ve bilgilere ve özellikle davalı ........ Genel Müdürlüğü ile yol yapımı işini üstlenen........... Ortak Girişimi arasında düzenlenen sözleşme içeriğine göre, davalı idarenin, işin tamamını ihale yoluyla verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, iş sahibi davalının, İş Kanunu'nun 1/son maddesi hükmü uyarınca asıl işveren olarak kabulü ve sorumluluğu söz konusu olamaz. Anılan sözleşmede, davalı idareye tanınan kontrol ve denetim yetkiside, projenin gereği gibi uygulanıp uygulanmadığını denetlemek amacına yönelik olup, bu hukuki sonucu değiştirmez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının husumet itirazı yerindedir. O halde, husumet yönünden davanın reddine karar vermek gerekirken, aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup karar bozulmalıdır.
2. Bozma sebebine göre, tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 750.000 TL duruşma avukatlık parasının davalıya, davalı yararına takdir edilen 750.000 TL. duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.12.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.