Hukuki.NET

T.C. 
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/9835
Karar No: 1993/11938
Tarih: 01.07.1993

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA :  Davacı, kıdem tazminatı farkının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
 
YARGITAY KARARI : İş kanunun 14. maddesinin 4. fıkrası hükmü , kamu kuruluşun da çalışan işçinin hizmet sözleşmesini yaşlılık emeklilik veya malüllük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla feshetmesi haliyle sınırlı olmak üzere, işçinin kıdeminin değişik kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelelerinin toplamı üzerinden hesap edileceğini öngörmektedir. Görülüyorki, değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi, kıdem tazminatının ödeneceği tam haller için değil, sadece işçinin yaşlılık veya malüllük aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla hizmet sözleşmesini feshetmesi halinde söz konusudur. Şayet, hizmet akdi aylık yada toptan ödeme almak amacı dışında başka bir nedenle feshedilmiş ise, değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle kıdem tazminatı ödenmesi söz konusu olamaz. (S. Reisoğlu, Kıdem tazminatı, Ankara 1976, Sh.56 vd.; M.Ekonomi, İş Hukuku, Cilt 1, Ferdi iş Hukuku, 8. Bası, İstanbul - 1984, Sh.250 vd. M. Cuhruk, kıdem tazminatı ve Uygulaması, Ankara-1978, Sh. 8,49 vd. ; N. Çelik, İş Hukuku Dersleri, 10. Bası, İstanbul 1990, Sh. 197; T. Centel, İş Hukuku , Cilt 1. Bireysel İş Hukuku, İstanbul-1992, Sh.210; K. Tunçomağ, İş Hukukunun Esasları, İstanbul-1988, Sh. 240; M. Çemberci, İş Kanunu Şerhi, 5. Bası, Ankara-1994, Sh.302)  Nitekim, Dairemizin yerleşik görüşü ve uygulanmasıda bu doğrultuda olmuştur. Bu kural, Sigortalar Kurumuna borçlanılan muvazzat askerlik hizmeti süresinin kıdem tazminatının hesabında kıdeme dahil edilmesi konusunda da aynen geçerlidir.
Olayımızda, davacının hizmet akdi, İş Kanununun 13. maddesi uyarınca ihbar ve kıdem tazminatları ödenmek suretiyle işveren tarafından feshedilmiştir. İşçinin, fesih tarihinde yaşlılık aylığı almaya hak kazanmış bulunması (İşverenin fesih yazısında davacının emeklilik hakkını kazandığından söz edilsebile) onun emekliye sevk edildiği anlamına da gelmez. Çünkü, isverenin böyle bir yetkisi yoktur. Gerçekten, 506 sayılı SSK'nu zorunlu emeklilik sistemi öngörmemiş, yaşlılık aylığından yararlanmayı işçinin kendi isteğine bırakmıştır. İşçi istekte bulunmadıkça, işverenin veya Sosyal Sigortalar Kurumunun re'sen emekliye sevk yetkisi yoktur.
Öte yandan fesih, bozucu yenilik doğuran bir irade açıklanması olup, karşı tarafa ulaşmakla hüküm ve sonuçlarını doğurur. Fesihten sonra meydana gelen olay (Davacının emeklilik için Sosyal Sigortalar Kurumuna Başvurması), feshin hukuki sonuçlarını etkilemez. Böyle oluncada, davacının iş akdini yaşlılık aylığı almak amacıyla feshettiğinden söz etmek mümkün değildir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle davanın reddine karar vermek gerekirken kabulü isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
 
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 1.7.1993 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
 
KARŞI OY YAZISI
Mahkemenin kararı Dairemizin 19.10.1992 gün ve 1992/9012 Esas, 1992/11484 karar sayılı içtihadına uygun olup, bu karardaki görüşümü sürdürdüğümden çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum. Bu nedenle kararın onanması görüşündeyim.
 
KARŞI OY YAZISI (2)
İş Kanununun 14/4 üncü maddesindeki hükme göre, T.C. Emekli Sandığı Kanununa veya Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak aynı veya değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre :
1 - Yaşlılık aylığına,
2 - Malüllük aylığına veya,
3 - Toptan ödemeye,
Hak kazanan işçiye kıdem tazminatı, son işveren kamu kuruluşu tarafından toplam süre üzerinden ödenir.
Görüldüğü gibi burada esas olan hizmetlerin birleştirilmesi halinde toplam sürenin yaşlılık aylığı veya malüllük aylığı veya toptan ödemeye hak kazanmayı sağlamasıdır. Eğer bu sağlanamıyorsa o takdirde hizmet birleştirmesi yapılamıyacaktır. Çoğunluk görüşünde ifade edildiği gibi hizmet birleştirmesinin sadece yaşlılık aylığı, malüllük aylığı ya da toptan ödeme almak amacıyla iş aktinin sona ermesi halinde söz konusu olabileceği şeklindeki yoruma katılmak mümkün değildir. Zira maddede sadece "hak kazanmak" tan söz edilmiş, ancak bu üç şekilde iş aktinin sona ermesi hallerinde birleştirme yapılabileceği şeklinde bir sınırlama getirmemiştir.
Bize göre hizmet sürelerinin toplamı halinde eğer yaşlılık, malüllük aylığı yada toptan ödemeye hak kazanılıyorsa o takdirde İş Kanununun 14. maddesine göre hesaplanacak tüm kıdem tazminatlarında hizmet birleştirmesi mümkündür. Nitekim, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.3.1984 gün ve 1984/1592, 2793 sayılı kararında da; iş aktinin kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermesi halinde değişik kamu kuruluşlarında geçirilen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşunca kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu nedenlerle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
2. Muvazzaf askerlikte geçen ve borçlanılan sürenin kıdem tazminatı hesabında. İş Kanununun 14/4 üncü maddesindeki şartları varsa dikkate alınabileceği şeklindeki çoğunluk görüşüne de katılmam mümkün değildir. Zira İş Kanununun 14/4 üncü maddesinde TC. Emekli Sandığı Kanununa veya Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilebileceği ifade edilmiştir. Muvazzaf askerlik, yedek subaylık hariç ne TC. Emekli Sandığına ne de SSK'na tabi bir hizmettir. Bu dönemde taraflar arasında herhengi bir hizmet akti söz konusu olmadığı gibi bu sürenin borçlanılarak prim ödeme gün sayısına eklenmesi ile varlığı kabul edilmiş olmamakta sadece bu süreler sigortalılık süresine eklenmektedir. Muvazzaf askerlik süresinin borçlanılması sadece sosyal güvenlik açısından hukuki sonuç doğurur. Hizmet akdine dayanmayan bu sürenin kıdem tazminatında dikkate alınması kıdem tazminatı müessesenin hukuki yapısına aykırıdır. Nitekim öğretide de büyük çoğunluk bu görüşümüzü paylaşmaktadır. 8Taşkent İHU. 14 (No-42). Tuncay İHU.14 (No-37) Şahlanan İHU. 14 (No-38) Ekonomi 1989 kararları MESS. Sh.94)
Bu nedenlerle, borçlanılan muvazzaf askerlik süresinin İş Kanununun 14/4 üncü maddedeki koşullar dahilinde, kıdem tazminatının hesabında dikkate alınabileceği yolundaki çoğunluk düşüncesine de katılmıyorum.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini