 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/7758
Karar No: 1993/17316
Tarih: 25.11.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, borçlu olmadığının tesbitine ve uğradığı zararın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI : Davacı, davalı ile aralarında imzalanan bir yıllık hizmet sözleşmesinin daha sonra davalı tarafından tahrif edildiğini ve üç yıllık sözleşmeye dönüştürülerek imzaların notere onaylatıldığını, onay tarihinde şirketi temsile kanunen yetkili bulunmayan kişilerin hazır olduğunu söz konusu üç yıllık sözleşmenin icra takibine konu yapıldığını ve takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, iş bu menfi tesbit davasını açmıştır.
Davalı ise, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, "Bu durumda uyuşmazlık bir yıllık ve üç yıllık ve üç yıllık süreleri içeren hizmet sözleşmelerinden hangisine dayanılacağı ve hangisindeki sürenin geçerli olacağı noktasında toplanılacağının bu durumda toplanan deliller ve celbedilen Eyüp 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 1987/337 sayılı Fatih İcra Tetkik Merciinin 1987/1360 sayılı dosyaları muhteviyatı doğrultusunda üç yıllık mukalevenin esas alınması" gerektiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Anayasanın 141 nci maddesi gereğince mahkeme kararı gerekçeli olarak yazılır. Bu kural HUMK'nun 388 nci maddesinin 3 ncü bendinde de "iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışması, red ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakialarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep," gösterilir denilmek suretiyle açıkça vurgulanmıştır.
Görülüyorki, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, mahkemeye sundukları tüm delilleri inceleyip tartışarak değerlendirme ve belirlenen olguları nitelemek hakimin başta gelen görevidir. Adaletin gerçekleşmesi ve adil yargılamanın sağlanması bu görevin gereği gibi yerine getirilmesi halinde mümkün olabilir. Gerekçeden yoksun ve yargıtayın denetimine de elverişli bulunmayan karar, yasaya aykırıdır.
incelenen bu davada da mahkemece verilen karar, hiç bir gerekçeyi içermediği yukarıda belirtilen yasa hükümlerindeki unsurları taşımadığı ve bu haliylede Yargıtay denetimine imkan verecek nitelikte bulunmadığından yasaya aykırı olup bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, oybirliğiyle karar verildi.