 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/681
Karar No: 1993/8039
Tarih: 11.05.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki ihbar ve kıdem tazminatı farklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.05.1993/Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalı adına Avukat M.Y.G. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıya ait iş yerinde çalışırken 29.08.1990 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatı ödenmek sureti ile işten çıkarıldığını, işverenin 01.09.1990'da yürürlüğe giren yeni TİS'den yararlandırmama amacı güttüğünü ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı farklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Mahkemece istek gibi karar verilmiştir. Davacının iş aktinin 29.08.1990 tarihinde ihbar ve kıdem tazminatları ödenerek feshedildiği ve kendisinden ibraneme alındığı konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Davacının yararlanmak isteği 01.09.1990-31.08.1992 yürürlük süreli TİS'ni 28.02.1993 tarihinde imzalanmıştır. TİS'nin 1. yıl zammını düzenleyen 36. maddesi 01.09.1990 tarihinde çalışılan ve ayrıca sözleşmenin imzası tarihinde de hizmet akti devam eden işçilerin yapılacak zamları düzenlemektir. Bu TİS'nin geçici 1. maddesi ise, sözleşmenin yürürlük tarihi ile imza tarihi arasında İş Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca iş akdi feshedilenlere sözleşmenin getirdiği maddi haklardan yararlanma olanağı tanımaktadır.
Davacının hizmet akdi, TİS'nin yürürlüğe girdiği 01.09.1990 tarihden önce feshedildiğine göre, sözkonusu geçici madde hükmünden yararlanması mümkün değildir. O halde, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Her ne kadar, benzer bir davada geçici 1. maddenin hatalı yorumu sonucu sevk edilen bozma kararına uyularak verilen ve oluşan usuli kazanılmış hak nedeni ile Daire'mizce onanan kararın bu dava için bağlayıcılığından söz edilemez.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.5.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.