 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/11377
Karar No: 1993/12817
Tarih: 14.09.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı vekili Av. M.Ö. dava dilekçesi ile fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000.000 toplu iş sözleşmesi farkının 2822 sayılı Yasa'nın 61. maddesi gereğince bankalarca uygulanan en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemekle yapılan açık yargılama sonunda; gereği düşünüldü:
KARAR : Davalı vekili 5.5.1993 tarihli cevap layihasında en son imzalanan toplu iş sözleşmesinin geçici 3. maddesine göre davacının yeni toplu iş sözleşmesi ücret zammından yararlanma olanağı bulunmadığını İş Kanunu'nun 13. maddesine göre, hizmet akdinin sona erdirildiğini İş Kanunu'nun 13. maddesi ile 17/2 maddesine göre iş akdi sona erenlerin toplu iş sözleşmesi farkını istemeye haklarının bulunmadığını açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacıların şahsi dosyaları getirilmiş 3.2.1993 tarihinde imzalanan 1.7.1992 - 31.12.1994 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesi ile 10.4.1991 - 19.2.1989 imza tarihli daha önceki dönem toplu iş sözleşmeleri 1. iş 1993/103 sayılı dosya içerisine konulmuştur.
Yürürlük tarihi ile imza tarihi arasında iş akdi sona eren işçilerin hangi koşullarda TİS'ten yararlanacakları en son dönem TİS'nin geçici 3. maddesi bir önceki dönem yine geçici 3. madde 1.7.1988 - 30.6.1990 dönemine ait TİS'nin geçici 4. maddesinde yürürlük tarihi arasında iş akdi sona eren işçilerin TİS'ten yararlanma koşulları nokta virgülüne kadar aynen yazılmıştır.
Toplu iş sözleşmeleri de yasa hükmünde olup, düzenleme ve yazılış biçimleri yasalarda olduğu gibi çelişkilere ve yoruma meydan vermemelidir. Klasik anlamda kendisinden olanları içine almalı kendisinden olmayanları açık bir biçimde dışlamalıdır. Geçici 3. maddenin yazılış biçimi yoruma sebebiyet vermektedir. Geçici 3. maddede emeklilik hizmeti nedeni ile ayrılanlara 1475 sayılı Yasa'nın 16. maddesi gereğince işçi tarafından hizmet akdi sona erdirilenlere toplu iş sözleşmesi farklarının ödeneceği açık bir biçimde düzenlenmiştir.
17. maddenin 2 numaralı bendi gereğince işveren tarafından haklı nedenlerle iş akdi işverence sona erdilenlere de fark ödenmeyeceği açık bir şekilde yazılmıştır. 1475 sayılı Yasa'nın 13. maddesi gereğince işveren tarafından hizmet akdi sona erdirilenlere TİS ücret farkının ödenip ödenmeyeceği tartışma konusudur. Maddenin düzenlenmesindeki (ve) (ile) işveren tarafından hizmet akdi sona erdirenler bağlaç ve sözcükleri önem kazanmaktadır, maddeyi (emeklilik hizmeti nedeni ile ayrılanlara ve 1475 sayılı Yasa'nın 13. maddesi ile işveren tarafından hizmet akdi sona erdirilenlere TİS farkı ödenir.) biçiminde maddeyi okumak gerekir. (Aynı Kanun'un 17. maddesinin iki numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında) kalanını ya parantez içerisine alarak veya bu kısmı ayrı bir fakrı şeklinde yazmak gerekirdi, zira maddede aynı Kanun'un (Yeni 1475 sayılı Kanun'un) 17. maddesinin iki numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında işveren tarafından hizmet akdi sona erdirilenlere TİS farkı ödenmesi öngörülmüştür. İşverenin İş Kanunu'na göre hizmet akdini fesh etmeye hakkı İş Kanunu'nun 13. maddesinde e 17/2 maddesinde düzenlenmiştir. Başkaca işverenin hizmet akdini sona erdirme hakkı olmadığına göre işveren tarafından hizmet akdi sona erdirilenlerin başına 1475 sayılı Yasa'nın 13. maddesini koymak gerekir. Yani geçici 3. madde 1475 sayılı Yasa'nın 14. maddesi ile işveren tarafından hizmet akdi sona erdirilenlerin toplu iş sözleşmesinden yararlanma hakkı bulunduğu kabul edilmiştir. Maddenin amacı budur.
İşveren 1992 yılı Eylül ayında genel tenkisat nedeni ile işten çıkartmayı planlamıştır. İşçilerin mağdur olmaması için SSK ile temas kurularak Kasım 1992 yılında yaşlılık aylığı hak kazanan işçilerin iş akitlerinin fesh edilmesi planlanmıştır. Zira 25 Kasım 1992 tarihinde 16 işçiye gönderilen yazıda 506 sayılı Yasa gereğince yaşlılık aylığına hak kazandığınızdan emekli işlemlerinizin yapılması genel müdürlüğümüzün 18.9.1992 tarih, 6953 sayılı yazıları ile bildirilmiş olup 1475 sayılı İş Kanunu'nun 13. maddesindekiihbar süreniz dikkate alınarak 24.11.1992 tarihi itibariyle emekli işlemleriniz yapılacaktır denilmiştir.
İşçiler ve sendika yaşlılık aylığına hak kazanan işçilerin iş akdi yürürlük tarihi ile imza tarihi arasında fesh edildiğinde bir yerde işverence iş Kanunu'nun 13. maddesine göre iş akitleri sona erdirildiğinde TİS ücret zammı farklarının ödenmeyeceğini bilseler idi ihbar önelinin dolmasına birkaç gün kala kendileri emeklilik dilekçesi vererek işçi iş akdini sona erdirecekti.
TİS'ten yararlanma hakkına kavuşacaktı. Sendika ve işçiler yeni imzalanan TİS'ten yararlanmaları gerektiğini düşündüklerinden bu biçimde bir bilgiye sahip olduklarından ayrıca ihbar süresinin dolmasına birkaç gün kala işverene emeklilik dilekçesi vermemişlerdir.
İzmit SSK Müdürlüğü'nden 103 sayılı dosyaya gelen cevabi yazıda iş akitleri fesh edilen ve dava açan 16 işçi Ocak 1993 tarihinde yaşlılık aylığı bağlamak üzere SSK'ye başvurmuşlar ve kendilerine 1.2.1993 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlamıştır. Toplu iş sözleşmesinin geçici 3. maddesine göre emeklilik nedeni ile hizmet akdi sona erdirilenlere TİS ücret zammı farkı ödeneceği ön görülmüştür. İş akdinin fesih tarihinde davacılar yaşlılık aylığına da hak kazandıklarından TİS ücret zammı farkının ödenmesi gerektiği ayrıca bu gerekçe ve görüş ile kabul edilmiştir.
TİS'in yürürlük tarihi 1 Temmuz 1992'dir. İmza tarihi 3.2.1993 tarihidir. İş akitleri yürürlük tarihi ile imza tarihi arasında fesh edilmiştir.
Bu durumda işçinin yeni imzalanan toplu iş sözleşme ücret zammından yararlanamayacağı bir yasa hükmü olmayıp yargıtay içtihatları ile oluşmuştur. Aslında TİS imzalamak üzere 1.7.1992 tarihinden önce sendika üyesi olup aidatını ödeyen, fesih tarihine kadar sendika üyesi olup aidatını ödeyen işçilere de TİS ücret zam farkının ödenmesi gerektiği öğretide baskın bir görüş olarak ileriye sürülmektedir. Açıklanan bu nedenlerle davacıların TİS'ten yararlanma hakkı bulunduğu kabul edilmiştir.
Davacıların hak ettikleri net toplu iş sözleşmesi ücret farkı 1. İş Mahkemesi'nin 103 sayılı dosyaya 10 davacı için 2. İş Mahkemesi'nin 283 sayılı dava dosyasına diğer altı davacı için işveren tarafından hesap edilerek bildirilmiştir. Taraf vekilleri bu hesap miktarına bir itiraz bulunmamışlardır.
Davacılar fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000.000 TL. üzerinden olduğu görülmüştür.
SONUÇ : Davacının 9.423.545 TL. TİS ücret zammı farkı istemeye hakkı olup fazlaya dair hakları saklı tutularak isteğe bağlı kalınarak 5.000.000 TL. TİS ücret zammı farkının dava tarihinden itibaren % 30 faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
150.000 TL. karar harcının davalıdan alınmasına peşin alınan 37.500 TL'nin mahsup edilmesine (Bakiye harç 112.500 TL.)
Takdiren 490.000 TL. vekalet ücretinin 87.500 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalar seri bulunduğundan vekalet ücretinin 7/190 oranında infaz edilmesine,
Yargıtay yolu açık olmak üzere taraf vekilleri Av. M.Ö. ve Av. G.G. yüzüne arşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.