 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 1993/1093
Karar No: 1993/1237
Tarih: 02.02.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, devamlı işçi kadrosu içinde bulunduğunun tespiti ve devamlı işçi kadrolarına yeni işçi alınmasının tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, istek gibi karar vermiştir.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı (A) Belediyesinde önce 6 aylık daha sonra birer aylık belirli süreli sözleşmelerle işçi olarak çalışmakta iken işverence 27.12.1991 tarihinde alınan kararla TİS gereğince daimi işçi kadrosuna alındığını, ancak yönetim değişikliğini müteakip 23.01.1992 tarihinde işverenin kadrolu işçiliğini kaldırıp yeniden birer aylık belirli süreli sözleşmelerle çalıştırmaya başladığını ileri sürerek devamlı işçi kadrosu içinde bulunduğunun tespitine ve devamlı işçi kadrosuna yeni işçi alınmasının tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise, daha önce yapılan işlemin hatalı olduğunu, bu hatanın sonradan düzeltildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece istek doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
İstek, ileri sürülüşü ve sonucu itibariyle bir tespit davası niteliğindedir. Hukukumuzda tespit davasının dinlenebilmesi için diğer genel dava şartlarından başka, davacının bir hukuki münasebetin mevcut olup olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yararının da bulunması lazımdır. Davacı, birbirini izleyen belirli süreli sözleşmelerle çalıştığının, taraflar arasındaki hizmet akti ilişkisi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli sözleşmeye dönüşmüştür. Şayet işverenin bu uygulaması sonucu davasının bir hak kaybı söz konusu is eda davası açabilir. Eda davası ise, hem tespiti ve hem de edayı içeren bir davadır. Bu nedenle eda davası açılabilecek hallerde bağımsız bir tespit davası açılmasında davacının hiç bir hukuki yararı yoktur.
Öte yandan, İş Hukukunda işvereni bir işlem yapmaya zorlayıcı nitelikte bir karar da verilmez. Mahkemece devamlı işçi kadrosuna yeni işçi alınmasının tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmek suretiyle işverenin yönetim hak ve yetkisinin kısıtlanması ya da ortadan kaldırılması iş hukukunun akit serbestisi ilkesi ile bağdaştırılamaz. Bu itibarla ihtiyati tedbir kararı verilmesi de doğru görülmemiştir.
Buna rağmen mahkemenin aksine bazı düşüncelerle istek gibi hüküm tesis etmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, 2.2.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.