 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1992/4642
K: 1992/10922
T: 06.10.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, işkazasından doğan maddi ve manevi zararın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi ve davalı Hüseyin avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Olay günü davacıların miras bırakanı işçi öğle yemeğinden sonra aynı yerde işçi olarak çalışan Hulusi ile birlikte ve onun idare ettiği mobilete binerek davalı Tekel İdaresinin sahilde bulunan çayocağuna gittikleri ve oradan yine mobilete binerek işyerine döndükleri sırada karşıdan gelen Tekel İdaresine ait ve davalı Hüseyin'in kullandığı kamyonla çarpıştıkları, olayın bu şekilde cereyan ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar tek kişilik bilirkişi raporunda davalı Hüseyin ve hakkındaki dava müracaata bırakılan Hulusi belirtilen oranlarda kusurlu gösterildikten sonra davalı Tekel İdaresinde işyeri sahasında trafik düzenini sağlamamış ve sürücüler için gerekli talimatı vermemiş ve trafiğe tescil ettirilmeden ve bu haliyle işçilerin kullanmasına müsaade etmiş olmasından dolayı kusuru olduğu bildirilmişse de; raporda trafiğin işveren tarafından nasıl ve ne şekilde düzenleneceği hususunda bir açıklık getirilmemiş ve açıklık getirilmemiş olduğu gibi mobiletin devlet malı olduğu vurgulanarak sonuca gidilmiştir. Oysa Hulusi hazırlık safhasında polise verdiği ifadede mobiletin kendisine ait olduğunu söylemiştir. Mobiletin Tekel İdaresine mi, yoksa Hulusi'ye mi ait olduğu kesin olarak tespit edilmeden değerlendirme yapılarak davalılara kusur dağıtılmıştır. Bütün bu bulgu ve olgulara göre sözü edilen bilirkişi raporunun ve buradaki kusur dağılımının hükme esas alınmasında isabet olamaz. Bu nedenle az önce açıklanan durumlarda kesin bir biçimde tespit edilip ortaya konulmak ve dayanılan mevzuat hükümleride belirtilmek suretiyle üç kişiden oluşan bir bilirkişi kurulu aracılığıyla kusur incelemesi yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan tespit ve incelemeyi içeren rapora göre davalılar hakkında hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2 - Kabule göre de, karar yerinde eş için % 40 evlenme şansı kabul edildiği halde maddi tazminat hesabından % 4 oranında indirim yapılmış olmasıda hatalıdır.
SONUÇ: : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik nazara alınmasına yer olmadığına, davalı yararına takdir edilen 250.000 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 6.10.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|