 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1992/4235
K: 1992/5451
T: 25.05.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, fazla çalışma parasının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - İşyerinde üçlü vardiya halinde çalışıldığı, her vardiyanın yarım saatlik ara dinlenmesi dahil olmak üzere sekiz saatlik bir süreyi kapsadığı anlaşılmaktadır.
Hernekadar davacı, kart basma ile fiilen vardiyalı işe başlama saati arasında 30 dakika geçtiğini bunun fazla mesai olduğunu ileri sürerek istekte bulunmuş ve mahkemece de TİS'lerinin "İşe başlama" başlığını taşıyan 29. maddesinin yorumu neticesinde istek gibi karar verilmiş ise de, TİS'nin 29'uncu maddesinden bu sonuca varmak mümkün değildir. 20'uncu maddede aynen "işçiler, işyerinin ve işin gerektirdiği şekilde bilfiil işin başında bulunduğu saatte işe başlamış sayılırlar. Ancak kart basma suretiyle çalışma süresinin saptandığı işyerlerinde, işçinin işe başlaması ve işten ayrılması işçi kartlarının işaretlenmesi suretiyle saptanır.
"Bu takdirde işçiler, işe başlama ve işi bitirme zamanlarını belgelemek için saat kartını bizzat basmakla yükümlüdürler. Kartlarını basmamış olan işçiler o güne ait ücretlerini kaybederler. Saat kartlarını basmayı unutan işçi en geç 24 saat içinde kartını en yakın yetkili amirine imzalattığı taktirde o günkü ücretini alır" denilmektedir. Görülüyor ki, buradaki düzenleme işçinin işe geldiğini ve çalıştığını belgelemek amacına yöneliktir. Kartlarını basmamış olan işçiler işbaşı yapmamış kabul belgelemek amacına yöneliktir. Kartlarını basmamış olan işçiler işbaşı yapmamış kabul edilecekler ve bu nedenle de o güne ait ücretlerini alamayacaklardır. Böylece, kart basma usulü işbaşı yapmış olmanın bir ispat vasıtası olacaktır. Madde metninde giriş ve çıkışlarda kart basma saatleri arasındaki sürenin çalışma süresinden sayılacağına dair bir açıklık yoktur. Çalışma süresinden sayılan haller 30'uncu maddede gösterilmiştir. 30'uncu maddedeki haller ise, 1475 sayılı Kanun'un 62. maddesindeki hallere inhisar ettirilmiş olup bunlar arasında da kart basma nedeniyle geçen sürenin çalışma süresinden sayılan sürelerden olduğuna dair bir hüküm mevcut değildir. İş Kanunu'nun 62. maddesinde iş süresinden sayılan haller ise, işçinin fiilen işe başladığı andan itibaren nazara alınabilecek sürelerdir.
Bu itibarla sözleşmenin 29. maddesine dayanılarak anılan şekilde fazla mesai ücretine karar verilmesi doğru değildir.
2 - Yarım saatlik ara dinlenmesinin fiilen 15 dakikaya indirilmiş olduğu iddiasına gelince: Davalı işçilere yarım saatlik ara dinlenmesi verildiğini bu süre içinde yemeklerini işlerini bırakıp yemekhanede yediklerini ve yarım saatlik ara dinlenmesini kullanarak tekrar işbaşına döndüklerini savunmuştur. Dava dilekçesinden de işçilerin yemeklerini yemekhanede yedikleri anlaşılmaktadır. Gerek yemek yemek ve gerekse diğer tabii ihtiyaçlar için bir kimsenin yarım saatlik bir süreye ihtiyacı olduğunun kabulü gerekir. Hayatın olağan akışı bunu icabettirir. Dairemizin yerleşmiş içtihatları da bu yoldadır. O halde, davacının ara dinlenmesine ilişkin 15 dakikalık fazla çalışma ücretine ilişkin isteğinin de reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulü isabetsiz olup bozmayı icabettirmiştir.
SONUÇ: : Temyizolunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 25.5.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|