Hukuki.NET

T.C. YARGITAY9. Hukuk DairesiE: 1992/2267K: 1992/10314T: 21.09.1992
Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Davacı, ücret zammı farkı, ikramiye ve ünvan tazminatıyla başarı ödeneği alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı Banka'da 18.3.1987 tarihinde uzman olarak çalışmaya başladığını, 15.10.1987 tarihinde genel müdür danışmanlığına, 27.10.1990 tarihinde danışmanlık görevine getirildiğini, 14.9.1989 tarihinde de Tetkik Kurulu Üyeliğine atandığını; 15.1.1990 tarihinde ise iş akdinin feshedildiğini; ancak, işyerinde uygulanan ücret zamlarından 1.7.1989 tarihinden sonra yararlandırılmadı ve buna bağlı olarak ikramiyesi de eksik ödendiği gibi, Tetkik Kurulu Üyeliğine atandıktan sonra ünvan tazminatının da verilmediğini ve alması gereken başarı ödeneğinin ödenmediğini iddia ederek, ücret zammı farkı ile ikramiye farkı, ünvan tazminatı ve başarı ödeneğine ilişkin alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı ise, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece istek kabul edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerle toplanan delillerden, davacının, işyerinde uygulanan ücret zamlarından, 1.7.1989 tarihinden sonra yararlandırılmadığı anlaşılmaktadır. Oysa, Yönetim Kurulu'nca çalışan personele seyyanen uygulanacağı öngörülmüş olmasına göre davacının da yararlanması gerekir. Bu nedenle davacı, ücret zammı farkı ile bunun yansımasından doğan ikramiye farkı alacağını isteyebilir. Öte yandan, davacıya, Tetkik Kurulu Üyeliğine atandığı 14.9.1989 tarihinden sonra ünvan tazminatı da ödenmemiştir. Gerçekten, tarafların dayandığı dosyada mevcut, "Ücret ve Diğer Ödemeleri Tespit Esasları"nın, "Ünvan Tazminatı" başlığını taşıyan 12. maddesinde aynen; "Banka personeline bulundukları maam ve taşıdıkları ünvan dolayısıyla ve bu görevde bulundukları sürece ödenen tazminattır. Ünvan tazminatı, tablosunda (EK-IV) gösterilen ünvanlarda çalışan personel, yanlarında gösterilen oranlarda "ünvan tazminatı" alırlar. Ünvan tazminatı göreve verilir, bu neden ile görev değişikliklerinde kazanılmış hak teşkil etmez." denilmekte ve EK-IV "Ünvan Tazminatı Tablosu"nda bu ödemenin yapılacağı görev ünvanları gösterilmiş bulunmaktadır. Ayrıca, Tetkik Kurulu'nda bulunanlara ünvan tazminatı verilmeyeceği kayda da konulmuştur. Görülüyorki, "Ünvan Tazminatı" belirli makam ve görevlerde bulunanlar için öngörülmüş olup, o görevi fiilen yerine getirenlere,taşıdıkları ünvana bağlı olarak yapılan bir ödemedir. Uyuşmazlık konusu dönemde davacının ifa ettiği görev ve taşıdığı ünvan, söz konusu maddede sayılan görevlerden değildir. böyle olunca da, ünvan tazminatına hak kazandığından söz edilemez. Kaldı ki, davacı, danışmanlık görevinde bulunduğu sırada verdiği 14.12.1988 tarihli taahhütnamede de, kendisine ödenecek ünvan tazminatının, atandığı ünvanla ilgili olarak ödendiğini, atanacağı göreve göre değiştirilebileceğini veya tamamen kaldırılabileceğini ve müktesep hak sayılmayacağını açıkça kabul etmiş bulunmaktadır. O halde, ünvan tazminatına ilişkin isteğin reddine karar verilmelidir. 2 - Başarı primine gelince: Bu primin kapsam ve içeriği ile ödeme koşulları da, yukarıda sözü edilen "Ücret ve diğer Ödemeleri Tespit Esasları"nın 11. maddesinde belirlenmiş ve EK-III'deki Başarı Primi Tablosu"na, Tetkik Kurulu'na bulunanlara bu primin verilmeyeceği kaydı konulmuştur. Dava dosyasında, bu maddede öngörülen koşulların davacı yönünden gerçekleştiğini ve davacının, takdire bağlı bir ödeme olan başarı primne hak kazandığını gösterir gerekli herhangi bir bilgi, belge ve delil mevcut değildir. Bu durumda, başarı primi isteğinin de reddi gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece yapılacak iş, uyuşmazlık konusu dönemle ilgili olarak davacıya uygulanmayan ücret zamlarından doğan fark, ücret alacağı ile bunun yansımasından kaynaklanan ikramiye farkını hesaplamak ve davada ileri sürülen istek miktarınıda gözönünde tutarak hüküm altına almaktan ibarettir.
 
SONUÇ: : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 21.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini