 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1992/10808
K: 1992/10268
T: 21.09.1992 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, kötüniyet tazminatı ile manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen, hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Davacının ileri sürdüğü ve mahkemenin gerekçesine esas aldığı, işverinin bir grup işçiyi birlikte ve toplam aynı tarihte işten çıkarması, işçinin çalıştığı iş, fesih tarihinin işçinin aleyhine sonuç doğrucak şekilde tespiti, emeklilik durumunun Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan sorulmadan işlem yapılması, fesih keyfiyetinin İş ve İşçi Bulma Kurumu'na bildirilmemiş olması ve işçinin hizmetinden yeterince yararlanılmıdığı gibi soyut kavramlara dayanılarak iş aktini feshinde işverinin kötüniyetli olduğunun kabulünde isabet yoktur. Aksine, olayın cerayan şekli ve dosya içeriğinden, bir kamu kuruluşu olan işverinin zarar etmesi nedeniyle işçi tensikatı yoluna gitmek zorunda kaldığı ve bunun içinde öncelikle işçileri mağdur etmemek için emeklilik hakkını kazanmış olanların işine son verdiği anlaşılmaktadır. Bu işlemin kötü niyeti oluşturmayacağının, bunun sonucu olarak da davacının kötüniyet tazminatı isteme hakkı bulunmadığının kabulü gerekir. Böyle olunca, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmelidir.
2- İş aktinin feshi üzerine SSK'ye başvurarak yaşlılık aylığı bağlatan, böylece emeklilik durumunu gerçekleştiren davacı işçi için işverenin fesih yazısında "emekliliğe hak kazandığınız tespit edildiği ve esasen hizmetinizden yeterince yararlanılmadığından... iş aktiniz feshedilmiştir" sözlerinin kullanılmış olması da manevi tazminat verilmesi için yeterli bir sebep değildir. Manevi tazminatı gerçekleştirecek başka bir yön de bulunmamaktadır. O halde, manevi tazminat isteğinin de reddi gerekir.
SONUÇ: : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 21.9.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|