 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1991/11795
K: 1991/13092
T: 05.11.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sırasında; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen .... davacı tarafından istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 5.11.1991 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı Ali Necmi Eren geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya ara verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Mahkemece, davacının mali müşavirlikle ilgili hizmet akdinin davalı tarafından sona erdirilmediği, birden fazla müşavir edinilmesinde akdin feshi hususunda zımni bir irade açıklaması kabul edilemiyeceği görüşü ile davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyadaki tüm bilgi ve belgelerden işyerindeki mali müşavirlik işinin başka bir şirkete verilerek davacının fiilen mali müşavirlik işinden uzaklaştırılmış olduğu, böylece hizmet aktinin işveren tarafından sona erdirildiği anlaşılmaktadır. Gerçi bu konudaki davacının noterlik aracılığıyla gönderdiği ihtarnameye davalının cevabi ihtarnamesinde mali müşavirlikten 3.4.1986 tarihinde istifa ettiği, 1.5.1989 tarihinde de Genel Kurulda murakıplık görevinin seçilememek suretiyle düştüğü, bu nedenle kıdem tazminatı isteyemiyeceği bildirilmiş ise de, davacının 3.4.1986 tarihindeki istifasının mali müşavirlik işine ilişkin bulunmadığı, oradaki ifadesinin avukat olarak takip edeceği davalarla ilgili vekaletten, istifaya ait olduğu görülmektedir. Buna karşılık dosyadan davacının 1986 yılından sonrada mali müşavirlik işini sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Az önce açıklandığı üzere bu husus mahkemeninde kabulündedir. Zira mahkemece işverenin birden fazla müşavir edinebileceği bunun da hizmet aktinin feshi anlamına gelmeyeceği belirtilmek suretiyle davacının mali müşavirlik işini sürdürdüğü kabul edilmiş bulunmaktadır. Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde hizmet aktinin zımni ve eylemli olarak davalı tarafından sona erdirildiğinin kabulü gerekir. Böyle olunca davacı kıdem tazminatına hak kazanır. Yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebebten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz kararının istek halinde ilgiliye iadesine, 5.11.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.