 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1990/9303
K: 1990/12364
T: 20.11.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki cezai şartın ödetilmesi davasının ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.11.1990 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıtı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına avukat.. ile karşı taraf adına avukat.. geldiler. Dururşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı gazete ile davalı arasında 1.1.1990 ile 1.1.1991 tarihleri arası için 1 yıllık sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmeye göre davalı, davacı gazetede işveren tarafından basılıp yayınlanan mevkuteler ile ilgili olarak araştırmalar röportajlar yapmayı, haber yazılar ve makaleler yazmayı kabul etmiştir.
Sözleşmenin 6. maddesiyle de, taraflardan herhangi birisi bu sözleşmeyi süresinin sona ereceği 1 Ocak 1991 tarihinden önce herhangi bir haklı neden olmaksızın feshettiği takdirde diğer tarafa 100.000.000 TL. cezai şart ödenmesi öngörülmüştür.
Davalı, sözleşmenin yürürlük süresinin başlangıcından 5 gün önce, 26.12.1989 tarihinde noter aracılığıyla davacıya gönderdiği mektup ile, çalışmakta olduğu gazeteye bağlılığı nedeniyle ayrılamayacağını bildirmiştir. Davacı, bu dava ile sözleşmedeki cezai şartı istemektedir.
Mahkeme, sözleşmenin icrasına henüz başlanmadığından cezai şart istenemeyeceği görüşüyle isteği reddetmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, tarafların serbest iradeleriyle bir sözleşme yapılmıştır. Böylece, aralarında hizmet akti kurulmuştur. Bu akit tarafları bağlar. Buna göre, davalının sözleşmenin başlangıç tarihinde işyerinde çalışmaya başlaması gerekmektedir. Bunun yerine getirilmemesi, diğer bir ifade ile aktin icra edilmemesi, akte aykırılık teşkil eder. Bu aykırılığın oluşması için aktin fiilen icrasına başlanması şart değildir. İcrasına başlanmadan önce aktin yerine getirilemeyeceğinin bildirilmesi de aynı sonucu doğurur.
Sözleşmenin 6. maddesinin ifadesinden de bu sonuca varmak gerekir. Zira, cezai şart sadece aktin icrasına başlandıktan sonra yerine getirilmemesi hali için öngörülmüş olmayıp, icrasına başlanmadan önce fesih halini de kapsamaktadır. Böyle olunca, davacı sözleşmeye dayanarak cezai şart isteyebilir. Davalının sözleşme başlamadan önce akti feshetmiş olması ancak cezai şart miktarının takdirinde gözönünde tutulabilir.
Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 100.000 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 20.11.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.