 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1990/12959
K: 1991/721
T: 29.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.1.1991 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına avukat D.T. ile karşı taraf adına avukat B.E. geldiler Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi ve gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Bozmadan sonra hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda Genel Müdürlükçe konu ile ilgili çekinde içinde bulunduğu numaralı bildirilen bazı çeklerin bloke kaydı bulunsa dahi ödeme işlemlerinin yapılmıyacağı hususundaki sirkülerin davacıya bizzat tebliğ edilmemiş olması ve çekin arka kısmında bloke şerhi bulunması nedeniyle davacının çek karşılığının ödenmesi için emir vermesinde ağır bir kusurunun olmadığı, bu nedenle hizmet aktinin feshinin isabetsiz olduğu kanaati ileri sürülmüş ise de, öncelikle belirtmek gerekir ki çekin davacının şefi bulunduğu takas odasına 10 günlük süre içinde ibraz edilmediği, bir gün geçirilerek ibraz olunduğu aynı bilirkişi kurulu raporunda belirtilmekte ve kabul edilmektedir.
Öncelikle davacının 1. imza yetkilisi olarak bu husus üzerinde titizlikle durması gerekirdi. Hernekadar çekin arka kısmında bloke şerhi varsa da bu şerhin çekin ibrazından takriben 6,5 ay önceki bir tarihi taşıdığı görülmektedir. Çekin yüksek bir meblağı içerdiği dikkate alınarak bu husus üzerinde de hassasiyetle durulması icap ederdi. Nitekim yüksek mablağın bu çeklerde ödemeden önce genel müdürlükten teyid alınması gerektiği konusunda birimlere genel bir tamim yayınlanmıştır. Davacı bu gerçeklere de uymamıştır. Ödeme hususundaki özel tamimin davacının şefi bulunduğu birine geldiği de anlaşılmaktadır. Bu durumda anılan tamimin ayrıca davacının kendi imzasına tebliğ edilmemiş olması sonuca etkili görülemez. Bütün bu nedenlerle davacının ağır kusuru bulunmadığından bahisle hizmet aktinin feshihi isabetsiz olduğu mütalaasına dayanılarak hüküm tesisi doğru değildir. Kaldı ki, aynı olayla ilgili olarak 2. imza sahibinin açtığı dava reddedilmiş ve red kararı daire'mizce onanmıştır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, 29.1.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.