 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1989/7948
K: 1989/10423
T: 28.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki iş kazasından doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılarla, toplanan delillere ve kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2 - Davalının temyizine gelince; davacı 14.2.1980 tarihinde meydana gelen iş kazası sonunda : 24.2 oranında malul kalmıştır. Bu olay nedeniyle işveren 14.12.1982 tarihinde maddi tazminat olarak hesapladığı 610.856 TL, manevi tazminat olarak da 12.000 TL. takdir ederek kaçınılmazlıktan dolayı % 15 indirimle toplam 529.430 TL.yi ve bu miktarın olay tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş olan faizlerini davacıya ödemiş ve Davacı, olaydan takriben 9 yıl, ödeme ve ibranamenin makbuz niteliğinde olduğunu ileri sürmüştür. Ancak bu tür olaylarda ibranamenin makbuz niteliğinde sayılabilmesi için içerdiği miktarın işçinin olay tarihine göre geçekleşecek olan zararının çok altında olması başka bir ifade ile, olay tarihine göre gerçekleşen zarar ile ibranamedeki miktar arasında aşırı bir oransızlığın mevcut olması lazımdır. Böyle bir açık oransızlık mevcut değilse ibranameyi geçerli saymak gerekir. Bu durumda yapılacak iş, davacının olay tarihindeki ücreti esas alınmak ve bu ücreti yine o tarihteki uygulamalara göre ileriye yönelik bilinmeyen yıllar için % 5 artırıma tabi tutmak, peşin sermayeye çevrilmesinde de % 5 iskontoyu uygulamak sonra bunun maluliyet oranına isabet eden miktarından kaçınılmazlıktan dolayı işvereninki gibi % 15 oranındaki indirimi uygulamak bu suretle tesbit edilen miktartan yine olay tarihi itibariyle gerçekleşen sigorta gelirlerini indirmek bu işlem sonucunda bulunan maddi tazminat miktarıyla ibranamedeki maddi tazminat miktarını kıyaslamak, arada aşırı bir oransızlık mevcut ise, aradaki farka karar vermek, aksi halde ibranameye geçerlik tanıyarak maddi tazminat isteğinin reddine karar vermektir. Bu hususlar dikkate alınmaksızın takribine olaydan 9 yıl, ibranamedende 7 yıl sonra açılan bir davada söz konusu ibranamenin mücerret olarak makbuz niteliğinde kabulü ile hüküm kurulması isabetsizdir.
3 - Bir olayda duyulan elem ve acı ve bunun karşılığı olarak istenebilecek manevi tazminat miktarı bir bütündür, bölünerek zaman zaman talep ve dava konusu yapılamaz. Gerek dairemizin ve gerekse YHGK.nun kararları bu yöndedir. Davacı zamanında manevi tazminatını almıştır. Bu durum karşısında 9 sene sonra dava açıp tekrar manevi tazminat isteyemez. Bu nedenle manevi tazminat isteğinin reddi gerekir.
4 - Kabul şekline göre de; iş kazası sonucu bağlanan gelirlerin maddi tazminattan tenzili gerekir. Olayın kaçınılmaz olması buna engel değildir. Aksi halde davacı, hem sigorta kurumundan gelir almak, hemde işverenden tazminat almak suretiyle mükerrer yararlanma durumuna geçmiş olur ve böylece haksız kazanç sağlamış olur. Sigorta gelirinin tenzil edilmemiş olması da usul ve yasaya ve uygulamalara aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, davalı yaraına takdir edilen 100.000 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 28.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.