 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1989/6519
K: 1989/9660
T: 09.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, işkazasından doğan ölüm nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Dava ölümle sonuçlanan iş kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının miras bırakanı davalı idareye ait minübüsle giderken karşı yönden gelen 3. kişiye ait bir kamyonla minibüsün çarpışması sonucu hayatını kayetmiştir.
Olayda davalı işverenin hiçbir kusurunun bulunmadığı, ölümün doğrudan doğruya 3. kişiye ait araç sürücüsünün % 100 kusurlu davaranışı sonucu maydana geldiği, toplanan deliller ve bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık da yoktur. Kuşkusuz olay 506 sayılı SSK.'na göre bir iş kazasıdır. Ancak işverenin hukuki sorumluluğu için mücerret olayın bir iş kazası olması yeterli değildir. Ayrıca diğer sorumluluk koşulları ve özellikle işverenin eylemi ile ölüm olayı arasında uygun sebep-sonuç bağının da bulunması ve bunun yeni illiyet bağının, mücbir bir sebep, zarar görenin veya 3. kişinin ağır kusurlu eylemi ile kesilmemiş olması gerekir. Tehlike sorumluluğunun söz konusu olduğu hallerde de işverenin davaranışı ile zararlandırıcı sonuç arasında uygun illiyet bağının bulunması icap eder. Bu yön, 22.6.1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulanmıştır.
Olayımızda, miras bırakanın ölümü doğrudan doğruya 3. kişinin % 100 kusurlu davaranışı sonucu meydene gelmiş ve böylece işverenin eylemi ile ölüm olayı arasındaki uygun illiyet bağı kesilmiştir. O halde, işverenin tazminatla sorumlu tutulmasından söz etmek mümkün değildir. Bilimsel görüşler ve Daire'mizin ve Yargıtay Hukuk Genel kurulu'nun yıllardır yerleşmiş uygulaması da bu doğrultudadır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine kararv ermek gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, 9.11.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.