 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1989/422
K: 1989/3572
T: 18.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalıya hataen ödenen paranın geri alınmasına karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği reddetmiştir.
Hüküm, süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalı işçi daha önce bu davanın davacısı işveren ... aleyhine açtığı davada toplu iş sözleşmesi zammının yanlış uygulandığı, bundan dolayı ücretinde noksanlık olduğunu iddia ederek fazlaya ait hakkını saklı tutmak suretiyle ücret farkından talepte bulunmuş, mahkeme üzerine Yargıtay'ca onanmıştır. Bunu takiben, fazlaya ait kısım için dava açılmadığı halde işveren sözü edilen davada bilirkişinin tespit etiği ve hüküm altına alınan miktar dışındaki kısmı işçiye kendiliğinden ödemiştir. Ancak işveren ücret zammının uygulanmasında bir hata olmadığını, işyerinden davacıya ait ücret tablosunun yanlışlıkla yüksek bildirildiğinin tespit edildiğini, bu bakımdan fazlaya ait kısmı hatean ödenmiş olduklarını anladıklarını belirterek işçi aleyhine açtığı bu dava ile, hataen ödendiğini iddia ettiği miktarın geri alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Makhemece, kabul edilen kısımla ilgili davanın kesinleştiğinden, olayda işçinin bir kusuru bulunmadığından, parayı harcamış olduğundan ve BK'nin 62. maddesinin gözönünde tutulması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın dayanağı BK'nın 62. maddesidir. Bu yasa hükmüne göre borçlu olmadığı şeyi ihtiyarı ile veren kimse hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat ettiği takdirde onu geri isteyebilir. Olayda davacı işveren fazlaya ait kısmı, borçlu olmadığı halde, hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ileri sürmüştür. Gerçekten davalının, ödenen miktarı hak etmediği, önceki davada yapılan hesabın yanlış bilgiye dayandığı sabit olursa, işveren bunun geri verilmesini isteyebilir. Ödenen kısım için kesin hüküm söz konusu olmaz. Kesin hüküm ancak, hükmün içerdiği miktarla sınırlı olmak gerekir. Bu itibarla davada uyuşmazlık konusu edilen kısım için kesin hükme dayanılamaz. Öte yandan paranın, mücerret olarak, harcanmış olması haksız olarak ödemeyi kabul eden kimseyi iade etmekten kurtarmaz. İadeden kurtulabilmek için paranın yararlanma dışında elinden çıkmış olduğunu ispat etmesi gerekir. Mal varlığında bir artma olmuşsa iadeyle mükelleftir. Davalı, aldığı paranın istifade dışında elinden çıktığını ispat edememiştir. Ödemeden istifade eden kimsenin kusurlu olup olmaması da sonuca etkili değildir. Bu itibarla davanın yazılı sebeplerden dolayı reddinde isabet yoktur. O halde istek hakkında gerekli araştırma ve inceleme yapılarak davacının yanlış hesap sonucu ödemede bulunduğu sabit olursa, davayı kabul etmek gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 18.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.