 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1989/2074
K: 1989/4174
T: 02.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacının çalıştığı müessese müdürü ve nöbetçi amiri hakkında bir gazeteye gerçeğe uygun olmayan haber verdiği tüm dosya münderecatından ve disiplin kurulundaki kendi beyanından anlaşılmaktadır. Bu eylemi, 1475 sayılı İş Kanununun 17. maddesinin II. fıkrasının (b) bendindeki işverene bildirimsiz fesih hakkı tanıyan hali oluşturur. Böyle olunca ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanamaz.
Yazılı şekilde aksine hüküm tesisi isbetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 24.800 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 2.5.1989 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI :
Davacı işçi, Volfram tesislerinde gereksiz sarf olunan mazot olayını Bursa'da çıkan bir gazeteye telefonla bildirerek, bunun kamuoyuna duyurularak açıklığa kavuşturulmasını istemiştir. Gazete bu ihbarı davacı işçinin bildirmesi dışında ve tamamiyle kendi haber verme anlayışı içinde yayınlamıştır. Bu yayın tümüyle işçinin ihbarıyla ilgili olduğunu söylemek mümkün değildir.
Kaldıki, Volfram tesisleri müdürü gazetenin yazdığı mazot olayını doğrulayarak dönen tank kapağının çatlaması nedeniyle 96 ton, 18.066.907 TL.'lik mazotun akarak zayi olduğunu söylemişlerdir. Olayın gazetenin yazdığı gibi mi, yoksa ilgililerin söyledikleri gibi mi olduğu araştırılmıştır.
Bu nedenle işçinin ihbarını İş Kanunun 17. maddesinin II. fıkrasının (b) bendinde yazılı şeref ve haysiyeti kırıcı asılsız ihbar ve isnat olarak kabul etmek mümkün olmadığından çoğunluğun kararına karşıyım.