 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1989/10641
K: 1989/10707
T: 08.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : P.S. Maddeler Sanayii ve Ticaret A.Ş. adına Avukat N.C. ile ... -İş Sendikası adına Avukat H.T. aralarındaki dava hakkında İstanbul 6.İş Mahkemesi'nden verilen 7.11.1989 günlü ve 51/21 D. iş sayılı hüküm, duruşmalı olarak davalı avukatınca temyiz edilmiş ise de, işin niteliği itibariyle duruşma isteğinin reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, işveren işyerinde çalışmakta olan işçilerden, önce 25 kişilik bir grubun 23 Mart 1989 günü sabahleyin saat 8'de işbaşı yapmaları gerekirken, işbaşı yapmıyarak Fabrika bahçesinde toplanıp topluca vizite kağıdı alarak viziteye çıktıklarını, aynı gün saat 9,30 sularında işyeri baş temsilcisinin işletme içinde çalışmakta olan diğer işçileri de zorlayarak viziteye gitmelerini sağladığını, viziteye çıkan işçilerden 48'ine üç gün, 3 işçiye de birer gün istirahat verildiğini, bu suretle 23, 24 ve 25 Mart günleri Fabrika'da üretimin tamamen durduğunu, işçilerin bu eylemlerinin yasa dışı grev taşkil ettiğini ileri sürerek, sendika'yı hasım göstermek suretiyle, olayın kanunsuz grev olduğunun tespitine ve keza olayı teşvik eden işyeri baştemsilcisi M.T.'nin olayın doğmasına neden olduğunun tespitini istemiştir.
Davalı Sendika yazılı cevabında, kendisine husumet düşmeyeceğini savunmuştur.
Gerçekten 2822 sayılı TİS, Grev ve Lokavt Kanunu'nun grevin tanımını içeren 25. maddesinde, işçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksetmek amacıyla aralarında anlaşarak veyahut bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denileceği belirtilmiş, 2. fıkrasında kanuni grev tanımlanmış, 3. fıkrasında da kanuni grev için aranan şartlar greçekleşmeden yapılan greve kanun dışı grev denileceği açıklanmıştır. Şu durumda, Sendikanın, davada hasım gösterilebilmesi için, vermiş olduğu bir kararla işçileri kanun dışı bir greve sevk etmiş olması gerekir.
Davacı dava dilekçesinde işçilerin Sendikaca alınmış bir karara uyarak veya Sendika'nın bu çerçevede mütalaa edilebilecek bir emir ve talimatı dahilinde hareket ettiklerini ileri sürmüş olmayıp, aksine işçilerin topluca ve işyeri baştemsilcisinin teşviki ile viziteye çıkarak rapor almak suretiyle işi bıraktıklarını bildirmiştir. Bundan başka işveren, Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne gönderdiği 23.3.1989 tarihli yazıda 25 kadar işçinin aralarında anlaşarak üretimi düşürmek gayesi ile viziteye çıktıkarını belirttikten sonra, aynı gün saat 9.30 sıralarında M.T.'nin çalışmakta olan diğer işçileri de zorlayarak viziteye gitmelerini sağladığını bildirmiştir. Yine işverenin Sendikaya gönderdiği 24.3.1989 tarihli yazıda, olayın baştemsilci M.T.'nin kanun dışı davranışı sonucu meydana geldiğini bildirdiği görülmektedir. Bu yazılarda da Sendika'nın herhangi bir fiil ve hareketinin mevcut olduğundan söz edilmemiştir. Dosyada, Sendika'nın işçileri kanunsuz greve sevkeden herhangi bir fiil ve davranışta bulunduğuna ve bu yönde herghangi bir kararının mevcut olduğuna dair bir delil de yoktur. Öte yandan baştemsilci bir kuruluş ifade etmediği gibi, baştemsilcinin kendiliğinden yapmış olduğu teşvik ve tahrik Sendikadaki davanın husumetten reddi gerekir. Mahkemenin bu hususları dikkate almadan, hatta gerekçesini dahi göstermeden davalı Sendika'ya yapılan husumet tevcihini kabul ile hüküm tesis etmesinde isabet yoktur.
O halde karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma nedenine göre, diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, ve peşin alınan tenyiz harcınınj istek halinde ilgiliye iadesine, 8.12.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.