 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1988/843
K: 1988/2990
T: 15.03.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Taraflar arasındaki iş kazasından doğal ölüm nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi isteğiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.3.1988 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalı adına Avukat Ö.Ö. geldi Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacıların miras bırakanı, 20.8.1980 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu hayatını kaybetmiştir. Olayı müteakip, davacılardan ölen işçinin babası M.K.'nın da imzasını taşıyan 29.8.1980 tarihli ibranamede, toplam 10.000 TL. manevi tazminat ödendiği ve başkaca bir hak ve alacağın kalmadığının belirtildiği görülmektedir. Yargıtay HGK'nun 2.7.1980 gün ve 1979/3-1477 Esas, 1980/2115 Karar sayılı ilamında da açıkça vurgulandığı üzere, manevi tazminat, niteliği itibariyle bölünmesi ve bir kısmının saklı tutulması mümkün olmayan bir tazminat türüdür. Davacı baba az önce anılan ibraname ile manevi tazminat olarak bir miktar para aldığına göre, artık başkaca manevi tazminat isteğinde bulunamaz. Bu nedenle babanın manevi tazminat talebini reddi gerekir.
3- Olay, 1980 yılında gerçekleşmiştir. Daha önce miras bırakanın eş ve çocukları tarafından açılan davalar sonunda eş için 600.000 TL. çocuklar için de 500.000'er TL manevi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır. Gerek bu durum ve gerekse olayın meydana geliş şekli, kusur oranı tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile diğer özel haller dikkate alındığında, ana ve kardeşler için hüküm altına alınan manevi tazminat miktarları çok görülmüştür.
Mahkemece, daha ılımlı bir manevi tazminata hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 ve 3'üncü bentlerde yazılı sebeplerden dolayı davalı yararına BOZULMASINA,davalı yararına takdir edilen 24.800 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.3.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.