 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1988/7767
K: 1988/7313
T: 05.07.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, ücret farkı, ikramiye tatil gündelikleriyle faiz alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı idare avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, 1.3.1979 - 28.2.1981 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesi'nin 49'uncu maddesi hükmüne dayanarak 1.5.1981 tarihinde yürürlüğe konulan asgari ücret ile bir önceki asgari ücret arasındaki farkı ve bu farkın yansımasından doğan ikramiye, fazla mesai, hafta ve genel tatil çalışma ücretlerinin farkını istemiştir.
Gerçekten, anılan TİS'nin 49'uncu maddesinde asgari ücret tesbit komisyonunca asgari ücretin yeniden saptanması halinde bu yeniden saptanan asgari ücretle bir önceki yasal asgari ücret arasındaki farkın işçiye bu sözleşme ile sağlanan zam, hak ve yararlar dışında ayrıca munzam bir zam olarak verileceği yazılıdır.
Uyuşmazlık 275 sayılı eski Toplu İs Sözleşmesi Kanunu'nun 3 ve 2822 sayılı yeni TİSGL.Kanunu'nun ise, 6'ncı maddesinin uygulanması ile ilgilidir. Bu maddelerin son fıkralarında sona eren TİS'nin hizmet aktine ilişkin hükümlerinin yenisi yürürlüğe girinceye kadar, hizmet akti olarak devam edeceği belirtilmiştir. Davada söz konusu edilen Toplu İş Sözleşmesi 28.2.1981 tarihinde sona erdiğine göre, az önce işaret edilen yasa hükümleri gereğince yenisi yapılıncaya kadar hizmet aktine ilişkin hükümlerinin hizmet akti hükmü olarak devam edeceği doğrudur. Ancak bir TİS hükmünün hizmet akti hükmü olarak devam edebilmesi için, o hükmün TİS henüz sona ermeden önce ilişkin bulunduğu olaya uygulanabilir nitelikte olması gerekir. Toplu İş Sözleşmesi süresi içinde uygulama olanağı bulunmayan bir hüküm hizmet akti hükmü (normatif) niteliğini kazanamayacağı için süresinin bitmesinden sonra da hizmet akti hükmü olarak devam edemez. Olayda yeni asgari ücret, söz konusu edilen TİS süresi içinde değil, süresi sona erdikten sonra yürürlüğe konmuştur. Bu durumda 49'uncu maddenin sözleşme sona erinceye kadar uygulanabilirliği yoktur. Bundan başka 1.3.1981 tarihinden itibaren YHK'ce yenilenen TİS'nde de böyle bir hükmün mevcut olmadığı bilinmektedir. "Düzen ilkesi" gereğince yenilenen sözleşmede bu hükmü yer verilmemesi geçerlidir. 1.5.1981 tarihinde YHK, yenilediği TİS'nin uygulandığına göre süresi sona eren eski TİS'nde yer alan bir hükmün artık uygulama olanağı da olamaz. Bu durumda davanın reddine karar vermek gerekir. Aksine düşünce ile isteklerin kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Her ne kadar dairemizin bu görüşünün aksine Hukuk Genel Kurulu'ndan bir karar çıkmış ve o karar üzerine İctihadı Birleştirme istenmiş ise de, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nda içtihadın birleştirilmesine gerek olmadığına karar verilmiş ve o karardan sonra da dairemiz istikrarlı şekilde önceki uygulamayı sürdürmüştür.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine oybirliğiyle karar verildi.