 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1988/4524
K: 1988/4293
T: 18.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalı işçi sendikasının çağrı yapılan birden fazla bölge müdürlüğünün yetki alanına giren birden fazla işyerinden bir veya bir kaçı için grev kararı alınması halinde işveren sendikasının uyuşmazlığın kapsamındaki diğer işyerleri için lokavt kararı alabileceğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş isede, HUMK'nun 435'ci maddesi uyarınca duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde oluduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : .... Sanayi İşverenleri Sendikası aynı tarih itibariyle TİS yapmak üzere yetki almış ve aynı işkolunda ayrı ayrı işverenlere ait işyerleri için .... İşçileri Sendikası'nı toplu görüşmeye çağırmıştır. Toplu görüşmede anlaşma sağlanmadığından uyuşmazlık resmi arabulucu vasıtasıyla kotarılmaya çalışılmış, fakat işçi sendikasının grup sözleşmesine yanaşmaması üzerine resmi arabulucu çabası sonuçsuz kalmıştır.
İşveren Sendikası, İşçi Sendikasının bu işyerlerinin bazılarında grev kararı alması halinde 2822 sayılı TİS Kanununun 27'ci maddesinin 3 fıkrasına göre kendisinin grev kararı alınan yerler ile birlikte grev kararı alınmamış olan işyerleri içinde lokavt kararı alabileceğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.
1- Öncelikle belirtmek gerekir ki, tesbit davası için taraflar arasında bir hukuki ilişkinin bulunması gerekir. Olayda söz konusu işyerlerinde veya bunlardan bazılarında dava tarihi itibariyle henüz grev kararı alınmadığı anlaşılmaktadır. 2822 sayılı TİS Kanununun 27. maddesinin son fıkrasında ise, uyuşmazlığın kapsamındaki başka işyerleri içinde lokavt kararı alınbilmesi için, uyuşmazlığın kapsamındaki işyerlerinin bir kısmı için grev kararı alınmış olması gerekmektedir. Grev kararı alınmadan lokavt kararı alınamıyacağına ve olayda da grev kararı alınmamış bulunduğuna göre, Lokavt kararı için taraflar arasında bu konuda hukuki ilişkinin varlığından söz edilemez. Bu durumda tesbit davasının koşullarından biri gerçekleşmemiştir. Bundan başka, davada ileri sürülen hususun hemen tesbitinde de, davacının hukuki bir yararı yoktur. Böyle olunca bu tesbit davası dinlenmez.
2- Bir an için tesbit davasının dinlenebileceği kabul edilse dahi, davacı işveren sendikası "grup sözleşmesi" adı altında bir sözleşme yapmak istemiştir. Ancak 2822 sayılı TİSGLK'da açıkça "grup sözleşmesine" yer verilmiş değildir. Böyle olmakla birlikte işçi ve işveren sendikalarının kendi aralarında grup sözleşmesi adı altında sözleşme yapabilecekleri yargı içtihatlarıyla kabul edilmektedir. Olayda işçi sendikası "grup sözleşmesi" yapmaya yanaşmamıştır. Yasada sadece işyeri ve işletme TİS'den söz edilmiştir. Bu nedenle, 27. maddenin son fıkrasındaki "grev kararı uyuşmazlığın kapsamındaki işyerleri içinde alınabilir" hükmü, işyeri ve işletme TİS ile ilgilidir. Davacının iddia ettiği olayda bu hükmün uygulanması düşünülmez. O halde, isteğin bu bakımdan da reddi gerekmektedir. Aksine hüküm tesisi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 18.4.1988 gününde oybirlğiyle karar verildi.