 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1988/2266
K: 1988/2288
T: 01.03.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : (A) Sendikası adına Av.İ.V. ve H.E. ile 1 - ... A.Ş. Genel Müdürlüğü adına Av.Y.O 2 - (B) Sendikası adına Av. M.G. aralarındaki dava hakkında Ankara 2. İş Mahkemesi'nden verilen 2.2.1987 günlü ve 164/25 sayılı hüküm davalılar avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 1.3.1988 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı sendika, bu dava ile ... A.Ş. Genel Müdürlüğü ve bağlı işyerleri için işletme tipi toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi olarak işvereni toplantıya çağırdığını, tarafların ön protokol ile toplantı yer, gün ve saatini tespit ederek o gün toplandıklarını, toplantıda grev ve lokavta katılamayacak işçilerin ismen belirlenmesi işlemine gelince; İşveren temsilcilerinin, bağlı işyerlerinde yapılan işlerin grev ve lokavt yasağının bulunduğu işlerden olduğu gerekçesiyle bu tespite iştirak etmediğini oysa ... A.Ş Genel Müdürlüğü ve ona bağlı işyerlerinin grev yasağı kapsamına girmediğini ileri sürmek suretiyle, adı geçen Genel Müdürlük ve ona bağlı ... Fabrikası- Çanakkale; İrtibat Bürosu İstanbul; Grup Başkanlığı, Aliağa Kampleksi Aliağa-İzmir; Yarımca Kompleksi Grup Başkanlığı, Yarımca-Kocaeli ve İzmir İrtibat Bürosu işyerlerinde yapılan işlerin kimyasal olması nedeniyle grev ve lokavt yasağı kapsamına girmediğinin tesbitine, muarazanın bu yolda giderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, 29.12.1986 tarihli üç kişilik bilirkişi kurulu tarafından verilen rapora dayanılarak, ... A.Ş. Genel Müdürlüğüne ait işyerlerinin 2822 sayılı Yasa'nın 29/3 üncü maddesine göre, grev ve lokavt yasaklarına giren yerlerden olduğuna, bu nedenle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacının temyizi üzerine noksan inceleme yönünden bozulmuştur.
Mahkeme, bozma kararına uymuş ve yeniden seçtiği üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla bozma doğrultusunda inceleme yaptırarak 29.12.1987 tarihli raporunu almış ve bu rapora göre, işletmelerden Güzelhizar Barajı ve elektrik üretim birimi dışında bulunan ...A.Ş.Genel Müdürlüğü ve ona bağlı Aliağa ve Yarımca Kompleksleriyle, İzmir ve İstanbul İrtibat bürolarında ve Çanakkale Plastik Fabrikasında ve tüm Fabrika ve birimlerde yapılan işlerin 2822 sayılı Yasa'nın 29/3 üncü maddesinde sayılan grev yasağı kapsamına giren işlerden olmadığı şeklinde tespite karar vermiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davalı ... A.Ş. Genel Müdürlüğü ve ona bağlı işyerlerinde işletme tipi toplu iş sözleşmesi söz konusudur. 2822 sayılı TİSGLK.'nun 3 üncü maddesinde ise, bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerine sahip bir işletmede ancak bir toplu iş sözleşmesi denileceği ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait müessese ve işyerleri aynı tüzelkişiliğe sahip olsalar dahi, bu kurum ve kuruluşlar için tek bir işletme toplu iş sözleşmesi yapılabileceği öngörülmüş bulunmaktadır.
Bu düzenlemeden anlaşılmaktadır ki, bir işletme toplu iş sözleşmesi sözkonusu olduğunda, o işletme toplu iş sözleşmesi kapsamına, ilgili gerçek veya tüzelkişiye veya kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolundaki tüm işyerlerinin dahil olma zorunluğu vardır. İşletme toplu iş sösleşmesinde yetkinin belirlenmesi için de, işyerleri bir bütün olarak nazara alınır ve yarıdan fazla çoğunluk hesabı ve yetki belgesi verilmesi buna göre yapılır (m. 12, 16). Keza alınan yetki belgesine dayalı tek bir çağrı ve toplu görüşme, uyuşmazlık çıkmazı halinde tek bir arabulcu tayin edilmesi ve görevli makamın buna göre belirlenmesi gerekir.(Prof.Dr. Munir EKONOMİ,İHU)
Bu nedenle işletme toplu iş sözleşmesi, kapsadığı işyerleri itibariyle bir bütündür. Bu bütünlük bölünerek yetki istenemez ve gerekli prosedür yürütülemez.
Hiç kuşkusuz bu kural, yani bütünlüğün bölünmemesi prensibi, 2822 sayılı yasanın 29 ve 30 uncu maddelerine göre, grev ve lokavt yasaklarının bulunduğu işler ve işyerlerinin belirlenmesinde de aynen geçerlidir. Bu itibarla, bir işletme toplu iş sözleşmesi nedeniyle grev ve lokavt yasağının tesbitinde, o işletme toplu iş sözleşmesi kapsamı bölünmeksizin tümünün dikkate alınması gerekir.
Hükme esasa tutulan raporda bilirkişiler, Aliağa Kampleksi'nde elektrik üretildiği, yine Aliağa Kampleksi Güzelhisar Barajı'nın, petrol tesifyesi işlemi yapan Tüpraş İzmir Rafinerisi'ne de su temin ettiği, bu nedenle yardımcı işletmelerdeki elektrik ve su üretiminin grev yasağı kapsamında bulunduğu kanısında olduklarını ve bu birimlerin de işletme tipi sözleşme kapsamına girdiklerini belirtmişlerdir.
Şu durumda söz konusu elektrik ve su üretimi yapılan işyerleri, işletme toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında tutulamayacağına göre toplu iş sözleşmesinin bölünmezliği prensibinden hareketle dava konusu işyerlerinin grev ve lokavt yasağına girip görmediğinin bir kül olarak ele alınıp tespit edilmesi zorunludur. Bozma kararında da, işletme toplu iş sözleşmesinin gözönünde tutulması gerektiğine değinilmiştir.
Bilirkişiler işyerleri bakımından sadece açıklayıcı beyanda bulunmuşlar, fakat böyle bir değerlendirme yoluna gitmemişlerdir. Mahkemece de, bu husus dikkate alınmadan, işletme toplu iş sözleşmesi kapsamı, grev ve lokavt yasağına giren ve girmeyen işler ayrımı yapılmak suretiyle hüküm tesis edilmiştir. Bu şekilde hüküm tesisinin hukuka uygun olduğu söylenemez. Sendika da böyle bir istekte bulunamaz. O halde, mahkeme kararının öncelikle bu noktadan bozulması gerektiği kanaatiyle çoğunluk görüşünden ayrılıyorum.